İslam dini, yardımlaşma, dayanışma, birlik, beraberlik ve kardeşliğe büyük bir önem vermiş ve bunun için önemli prensipler ortaya koymuştur. İslam kardeşliğinden meydana gelen dayanışma ve birlikten, büyük bir kuvvet kazanılır.
Kurtuluş Savaşı da birlik, beraberlik ve dayanışma içinde bulunduğumuz zaman neleri başarabileceğimizin en güzel örneğidir. Birlik ve beraberlik içinde yaşayan toplum kendi kendini kolaylıkla yönetir. Milli birlik ve beraberlik, sosyal adalet anlayışı içinde toplumsal dayanışmayı gerçekleştirdiğinden, toplumun çeşitli kesimleri arasında uyumlu bir iş birliği ve iş bölümü oluşturması bakımından da önemlidir.
Türk milliyetçiliği, Osmanlı İmparatorluğunda modernleşme çalışmalarıyla, eş zamanlı olarak gelişmeye başlamış, Ortak irade, ortak dil ve ortak istikbal kaygıları, imparatorluğun güçsüzleşmesi, milliyetçi ve ayrılıkçı akımlarla, ivme kazanmıştır. Genç Osmanlılar döneminde, liberal politikalara karşı durulmuştur.
Osmanlılık, İslamcılık fikirleriyle, imparatorluğun bir arada tutulması amaçlandı. İslam birliği ve Osmanlı milleti yaratma amaçlarında başarılı olunamadı. İttihat ve Terakki, milli burjuvaziyi yaratmak için uğraş verdi ve Türk milliyetçiliği resmi ideoloji haline geldi.
Cumhuriyet döneminde tek bir Türk milliyetçiliğinden söz edemeyiz. Ulusal politik gündem ve uluslar arası sistemdeki değişmeler nedeniyle, Türk milliyetçiliğini Kemalist milliyetçilik, Türkçülük, Türk-İslam Sentezi, Türkçülük, Ulusalcılık olarak sınıflandırabiliriz. Kemalist milliyetçilik, Türk vatandaşlığıyla, tüm uyrukları kapsamaya çalışmış olmasıdır. Aynı zamanda Türk-İslam Sentezi, Türk kültürünü ve İslami öğretileri öne çıkaran bir yaklaşım olmuştur.