Prof. Dr. Hakan Aydın

Şehrin Bağışıklık Sistemi!

Prof. Dr. Hakan Aydın

Yerel medyayı tıbbi bakış açısıyla vücudun uç noktalarına kan taşıyabilen kılcal damarlar olarak değerlendirebiliriz. Her şeyden önce şehirle iç içe olduğundan şehre ait gelişmeleri tek satırla geçmez. Şehrin en ücra köşelerine kadar nüfuz eder (etmelidir) gözü, kulağı, dili işlevini görür.  Genel sorunların yerel yansımalarına ilişkin pek çok ayrıntıyı  ortaya çıkarır. Yerel kurumların misyonlarını en iyi şekilde ifa etmelerini gözetir. Olağanüstü hallerde kurumların en büyük yardımcısıdır.

Ancak bu misyonunu gereği gibi yerine getirmesi, organik beslenmeye ve meslek etiğine uymaya bağlıdır. Organik beslenmesinin yolu temelde, tirajdan, okunma oranından; bunu başarmak da belediyeler, siyasi partiler, resmi, özel, sivil kurumlar arasına sıkışmak kadar, yerelin kılcal damarlarına nüfuz ederek görünmeyeni görünür kılmaktan geçmektedir.

Meslek etiği, gazetecilerin elini-kolunu bağlamayı değil, saygınlıklarını ve güvenilirliklerini korumayı amaçlar. Bunu anlamakta güçlük çekenlerin mesleğin imajını zedeleyen, kötü anılmasına neden olan eylemlerine en güzel yanıtı Atatürk şu sözüyle vermektedir: "Basın hürriyetinden doğan mahzurların giderilme vasıtası, yine basın hürriyetidir."

Yoğun gündem nedeniyle, merkezi medyanın seleksiyon süreci, katı kurallara bağlı olarak işler. Böyle bir durumda yerel, çoğu zaman doğal afetlerden, kargaşadan, terörden, adli vakalardan geçerek merkezi medyanın gündemine dahil olabilmektedir. Tali derecede önem atfedilme, medyanın varlık nedenini oluşturan denetim ve eleştiri fonksiyonunu, bu bağlamda:

Hataları,

Yanlışları,

Usulsüzlükleri,

Kötü yönetimi,

Keyfiliği,

Mobbingi

Görevi kötüye kullanmayı,

Etik ihlalleri,

Yolsuzlukları vs

hem görünür kılmayı, hem de kamuoyunun ve ilgililerin dikkatine sunarak tartışmaya açmayı yerel düzeyde daha kritik bir evreye taşımaktadır.

Denetim ve eleştiri fonksiyonu aynı zamanda, yerel kurum ve kuruluşların yerel medya ile ilişkilerinde popüler tercihleri belirleyici bir doğaya sahiptir. Öncelik, etkin bir medya veya kurumsal iletişim görevlisi-danışmanı atayarak ilişkileri en azından dengede yürütmeye çalışmak gibi en akıllıca görünene verilmektedir. Söz konusu danışman veya görevlinin ilişki ağından yararlanma isteği bir dereceye kadar anlaşılabilir de. Yöneticilerin, kendilerini, kurumlarındaki sorunları medyaya yansımadan önce öğrenmek ve çözüm üretmek zorunda hissetmeleri gayet doğaldır. Medyaya yansımasından öte sorunun kendisiyle ilgilenen yöneticiler, başarılı kriz yönetimi örnekleri ortaya koyabilmektedir. Sorunun kendisinden ziyade medyaya yansımasıyla ilgilenen yöneticiler ise ya bir şekilde medyaya yansımayı önlemeye çalışmakta, bunun mümkün olmadığı durumlarda ise medyaya olumsuz yansımanın olası risklerinin oluşturduğu tedirginlikle denetim ve eleştiri fonksiyonuna saygı duymayı örselemektedir. On parmağında on marifet danışmanlar her zaman bulunamamaktadır. Yerel medyayı suçlamak, olası haber kaynaklarına yönelik cadı avı başlatmak işin kolaycılığıdır.

Yerel medyayı şehrin bağışıklık sistemi gibi düşünün, bağışıklık sisteminin çökmesi ya da işlevsiz kalması nelere davetiye çıkarıyor biliyorsunuz.

AÇIKLAMA

07.07.2023 tarihinde atanmış olduğum Rektör Yardımcılığı görevinden, gördüğüm lüzum üzerine ve kendi isteğimle 19.07.2024 tarihinde ayrılmış bulunmaktayım.

Rektör Yardımcılığına atanmam nedeniyle asaleten yürütmüş olduğum Dekanlık görevi, yeni dekan ataması yapılancaya kadar YÖK'ün kararıyla uhdemde devam etmiştir. 02.08.2024 tarihinde İletişim Fakültesi'ne Sayın Rektör'ün teklifiyle YÖK tarafından vekaleten Dekan ataması yapılmıştır. Yeni Dekan'a başarılar diliyorum.

Sürecin ayrıntılarının (neden atanıp neden ayrıldığımın) basının merakını mucip olması gayet tabi doğal. Meslekten olduğum için empati kurabiliyorum. Refi Cevat Ulunay gibi, "Bu Gözler Neler Gördü" şeklinde bir iddiam yok. Futbol mantığıyla olaylara bakmıyoruz.

Görevde bulunduğum süre zarfında Kayseri Gazeteciler Cemiyeti'ne ve Kayseri medya camiasına değerli işbirlikleri nedeniyle, Hayırsever İş İnsanı Sayın Süleyman Çetinsaya'ya ise fakültemize maddi ve manevi destekleri için çok teşekkür ediyorum.

Sağlıcakla kalın,

Prof. Dr. Hakan Aydın

Yazarın Diğer Yazıları