Yine Eylül geldi demeyin bana
Hiç şansım olmadı Eylül’den yana
Kaç Eylül yaşadım saymadım ama
Asla unutamam Kara Eylül’ü
Her Eylül’de ayrılırdım köyümden
Eylüllere sevgi geçmez gönlümden
Bütün Eylülleri unuttum dünden
Asla unutmadım Kara Eylül’ü
Eylül’de çalardı okul zilleri
Eylül’de solardı bahçe gülleri
Unutmak isterdim tüm Eylülleri
Asla unutmadım Kara Eylül’ü
Her Eylül’de kar düşerdi dallara
Eylül gelir ben düşerdim yollara
Bir Eylül geldi ki her yer kapkara
Asla unutamam Kara Eylül’ü
On iki Eylül günü oldu kapkara
Suçsuz yiğitleri çektiler dara
Sinem’de açtılar kara bir yara
Asla unutamam Kara Eylül’ü
Kırk dört yıl geçti o Eylül’ün üstünden
Kahpe öcünü aldı Oğuz neslinden
Fayda beklenir mi böyle bir günden
Ben nasıl seveyim Kara Eylül’ü
Bir sabah uyandık tutulmuş yollar
Sararmış yapraklar solmuş sevdalar
Bir gecede harap olmuş tüm bağlar
Asla unutamam Kara Eylül’ü
Ülkeyi felaket sardı o sene
Kelepçe taktılar Türküm diyene
İstemem gelmesin böyle bir sene
Asla unutamam Kara Eylül’ü
Eylül’de her yanı sarınca duman
Cuntacıdan dilemedim el-aman
Şaki gibi dağa çıktım bir zaman
Asla unutamam Kara Eylül’ü
Serbest bıraktılar keşi serkeşi
Zindana attılar Başbuğ Türkeş’i
Dünya lanetledi ‘Cuntacı Beş’i
Asla unutamam Kara Eylül’ü
Ben bizzat yaşadım Kara Eylül’ü
O gün gazel oldu gönlümün gülü
Azat ettim kafesteki bülbülü
Unutmak mümkün mü böyle bir günü
Darbeci generaller azdıkça azdı
Emirler yağdırıp fermanlar yazdı
Ülkü devlerinin mezarını kazdı
Asla unutamam Kara Eylül’ü
Hapsettiler koyun güden çobanı
Kayalardan sarkıttılar canım babamı
Derdest edip götürdüler garip anamı
Asla unutamam Kara Eylül’ü
Affettiler düzenbazı, şerefsizi, döneği
Suç saydılar ben bir Türküm demeyi
Sırtımızda kırdılar yaş meşe değneği
Asla unutamam Kara Eylül’ü
On iki Eylül günü sert esti yeller
Kimse konuşmadı tutuldu diller
Tehlike var diye çalmıştı ziller
Asla unutamam Kara Eylül’ü