“Sevdiğiniz işi yapın. Kendinizi hangi meslekte daha mutlu hissediyorsanız onu yapın.” denildi bunca sene. Şartlar izin veriyor mu, hiç hesaba katmadan konuştular. İnsan elbette yapmaktan mutlu olduğu işi meslek edinmek ister. Yaptığı işi severek, eğlenerek yapmak ister. Fakat günümüz şartları psikolojimize, bilgimize, yeteneğimize uygun meslekleri yapmamıza izin vermiyor.
Bu duruma şöyle bir örnek verebiliriz. Günümüzde gençler tarafından tercih edilen bölümler kesinlikle para kazanması kolay olan mesleklerden oluşuyor.
Uzmanlara göre; posta hizmetleri, ceza infaz ve güvenlik hizmetleri gibi bölümlerde yüzde 100 doluluk yaşanıyor. Nedeni ise adayların ‘garanti iş’ beklentisi. Sanat tarihi, Kore dili ve edebiyatı, klasik arkeoloji gibi alanlardaki doluluğu ise, adayların işini şansa bırakmayıp, bir bölüme yerleşme isteği olarak açıklanıyor.
Üniversite adaylarının duruma garanti iş gözüyle bakması gibi bir bakış açısı aslında çok da şaşırtıcı değil. Belki bir bakıma haklı da bir bakış açısı fakat bir o kadar da üzücü. Yapmak istemediğimiz bir şeyi yapmak zorunda olmanın verdiği dayatmayla ne kadar verimli olabiliriz ki diye düşündürüyor ve acıtıyor.
Velhasıl yalnızca paranın saadet getireceğini düşünen bir nesil yetişiyor diyorum ve haksızlar mı diye sormadan da edemiyorum. Öyleyse biz de bu durumda şunu artık kabul edelim ki, umutsuz vakayız..