Hafta sonu, Kayseri için sıra dışı sayılabilecek bir akşam geçirdim. Demet Akbağ ve Salih Bademci’nin başrollerini paylaştıkları Aydınlıkevler adlı oyunu izlemeye gittim. Demet Akbağ ve Salih Bademci gibi iki dev ismi izleyeceğim için çok heyecanlıydı. Beni nelerin beklediği konusunda hiçbir fikrim yoktu. Televizyondan izlediğim kadarıyla bildiğim oyunculuklar, sahnede deyim yerindeyse devleştiler. Oyun bittiğinde, salondan çıkarken, düşündüğüm tek şey "İyi ki gitmişim!" oldu.
Demet Akbağ... Yıllardır sahnede ve ekranda görmeye alıştığımız, hep beğendiğimiz bir isim ama sahnede onu canlı izlemek bambaşka bir şeymiş. Oynadığı karakterin her detayını öyle ustalıkla taşıyordu ki, bir süre sonra karakterin bir rol olduğunu unuttum, o anda o kişiyle baş başa gibiydik! Göz göze gelsek, "Nasılsın?" diye halimi soracakmış gibi hissettim. Salih Bademci, apayrı bir enerjiydi. Onu ekranlardan tabii ki tanıyordum ama sahnede, Demet Akbağ’la paslaşırken izlemek, adeta bir tenis maçı gibi sürekli takip ettiğimiz bir heyecan yarattı.
Oyunun konusu da çok etkileyiciydi. Eski zamanların mahalle hayatı, aile ilişkileri ve insana dair dertleri o kadar tanıdıktı ki, kendimi hem hüzünlenirken hem de kahkahalarla gülerken buldum. Bazı yerlerde, salondaki herkesle aynı anda gülüp alkışladık. Bazı yerlerdeyse bir sessizlik çöktü; sadece düşüncelerimizle baş başa kaldık. Tiyatroda işte o anlar çok kıymetli, çünkü oyun sahnede devam ederken aslında sizin içinizde de bir şeyler oluyor.
Salona gelince... İki bin liradan satılan bilet fiyatlarına rağmen İnanılmaz bir kalabalık vardı. Bu beni çok şaşırtmıştı aslında ama iki dev ismi Kayserilerin kaçırmak istememesine çok sevindim. Tıklım tıklım dolu bir salon, sürekli yükselen kahkahalar ve her sahne sonunda patlayan alkışlar... Kayseri’de böyle bir atmosfer görmek gerçekten çok güzeldi. Öyle büyük bir alkış tufanı vardı ki oyuncular selamlarını verdikten sonra sahneden hemen ayrılamadılar, en az beş dakika kendileri için yapılan alkışların dinmesini beklemek zorunda kaldılar. Eskiden “Kayseri’de tiyatroya ilgi yoktu” diye düşünürdüm, bu düşüncem son zamanlar tamamen değişti. Artık salonlar genelde doluyor.
Böyle bir akşamdan sonra, şunu bir kez daha fark ettim, tiyatro, sadece bir oyun izlemek değil, hayatın başka bir penceresinden bakmak demek. Aydınlıkevler oyunu bana bunu fazlasıyla hissettirdi. Eğer bir gün fırsat yakalarsanız, bu oyunu mutlaka izleyin. Alkışlarla güldüğünüz, kahkahalarla düşündüğünüz bir akşam yaşamak için harika bir seçenek.