Şenay Sarıaslan

Demokrasinin Zaferi ve Esad Rejiminin Sonu…

Şenay Sarıaslan

Bugün bir dönemin sonuna tanıklık ediyoruz. Esad rejiminin nihayet sona ermesi, sadece Suriye halkı için değil, tüm dünya için bir dönüm noktasıdır. Bunu kişisel bir mutluluk ve umut kaynağı olarak görüyorum. Çünkü özgürlük, demokrasi ve insan haklarının her bir birey için vazgeçilmez olduğuna inanıyorum.

Suriye halkı, yıllarca baskı ve zulüm altında yaşadı. Temel haklarını talep ettiklerinde karşılarına tanklar, silahlar ve ağır bir diktatörlük çıktı. Fakat her ne kadar zorlayıcı olursa olsun, baskının sonu her zaman direniştir. Esad rejiminin sonlanması, Suriye halkının bu direnişteki kararlılığının ve fedakârlığının bir sonucudur.

Demokrasi, yalnızca bir yönetim biçimi değil, aynı zamanda bir toplumun kendini gerçekleştirme yoludur. Bugün Suriye halkı, kendi kaderini tayin etme şansına bir adım daha yaklaşmıştır. Bu durum, bana Mustafa Kemal Atatürk'ün Türkiye’ye armağan ettiği Cumhuriyet ve demokrasi değerlerini hatırlatıyor.

Atatürk, işgal altındaki bir halkı bağımsızlığa kavuşturmakla kalmadı, aynı zamanda bu halkın kendi kendini yönetme hakkını tanıdı. "Egemenlik, kayıtsız şartsız milletindir" sözü, halkın iradesinin hiçbir güç tarafından yok sayılamayacağının en güzel ifadesidir. Bugün Türkiye, demokrasisiyle zaman zaman zorluklar yaşasa da, bu mirasın değerini bilen bir halktır.

Suriye halkı için de aynı umudu taşıyorum. Esad rejiminin sona ermesi, demokratik bir geleceğin başlangıcı olabilir. Ancak demokrasi, sadece bir rejimin değişmesiyle gelmez; bu, halkın kararlılığı, katılımı ve özgürlüklerine sahip çıkma bilinciyle olur.

Bir birey olarak, demokrasinin insanlık için en değerli kazanımlardan biri olduğuna inanıyorum. Suriye halkının da bu yolu benimseyip, yaralarını sararak özgür ve adil bir toplum inşa etmesini gönülden diliyorum. Bu, sadece Suriye için değil, bölge barışı ve dünya için de yeni bir umut ışığı olacaktır.

Dünya, baskıcı rejimlerin son bulduğu, demokrasinin ve özgürlüğün değer gördüğü bir yer olmalı. Bu doğrultuda hem geçmişten ders almalı hem de geleceğe umutla bakmalıyız. Suriye'nin bugün attığı adım, bu yolculuğun sadece başlangıcıdır.

Demokrasi, her zaman kazanır!

-----------------------------------------------------------------------------------------------

İçinde Bulunduğumuz Özgürlüğün Kıymeti: İki Film Önerisi

Özgürlük, çoğu zaman elimizde olduğu sürece fark etmediğimiz bir değer. Ancak onu kaybettiğimizde ne anlama geldiğini çok daha derinden hissederiz. Bu duyguyu daha iyi anlayabilmeniz için sizlere iki güçlü film önerisinde bulunmak istiyorum: Persepolis ve Terrestrial Verses.

Persepolis

Marjane Satrapi’nin aynı isimli grafik romanından uyarlanan bu animasyon film, İran İslam Devrimi sonrası bir bireyin, özellikle bir kadının özgürlük arayışını konu alıyor. Filmin ana karakteri Marjane, baskıcı bir rejimin altında büyüyen bir genç kız. Dış dünyayı keşfetmeye çalışırken, rejimin bireysel özgürlükler üzerindeki kısıtlamalarıyla yüzleşiyor. Film, hem kişisel hem de toplumsal mücadeleleri muhteşem bir şekilde işliyor. İzlerken, özgürlüğün ne denli kırılgan ve bir o kadar da değerli bir kavram olduğunu derinden hissedeceksiniz.

Terrestrial Verses

Bu film ise İran'daki bireysel özgürlük mücadelesini başka bir bakış açısıyla ele alıyor. Gündelik hayatın sıradan gibi görünen sahnelerinde, özgürlüklerin nasıl kısıtlandığını ve bu kısıtlamaların bireyin yaşamını nasıl şekillendirdiğini gözler önüne seriyor. Mizah ve dramı bir araya getiren film, seyirciye derin bir sorgulama fırsatı sunuyor: "Gerçekten özgür müyüz?"

Bu iki film, farklı coğrafyalarda yaşanan baskıyı ve özgürlük mücadelesini anlamak için güçlü birer rehber. Özgürlüğün ne kadar değerli olduğunu, onu korumanın ne denli önemli olduğunu anlatıyor. İzledikten sonra, yaşadığımız hayatın kıymetini daha iyi anlayacak, özgürlüğü farklı bir tatla hissedeceksiniz.

Lütfen zaman ayırıp izleyin; eminim ki bakış açınızı derinden etkileyecekler.
 

Yazarın Diğer Yazıları