Şenay Sarıaslan

Dünyanın mı Cehennemi Bizim mi?

Şenay Sarıaslan

Hayatta her şey mümkün, bin türlü insan var. Ama ben hala insanları kendim gibi görmeye devam ediyorum. Maalesef... 

İyi niyetli olmanın yaşattığı hayal kırıklıkları, çok kitap okumanın ruhuma verdiği bilgi kirliliği ve nezaket sahibi olmanın eziklik görüldüğü bir ülkede yaşamanın ağırlığı ile başa çıkmaya çalışıyorum. Dürüst olmanın, kurallara ve insanlara saygılı davranmanın pişmanlık olarak bünyeme geri dönmesi var. Bu ülkede yaşamanın normal bireylere yüklediği psikolojik yükü var. Kendini geliştirmeye çalışan kişiye, kendi dünyasında yaşamaya çalışmayı ağır ödetiyorlar.

Sonra bir gün, gün geliyor, mecburen karşındakine kendisi gibi davranmak zorunda kalıyorsun ve bu sefer de kendin gibi olamamanın, o nefret ettiğin insan gibi davranmanın ağırlığı ekleniyor ruhundaki birikmiş karanlığa. 

Toplumla olmayanı bireyde bulmak istiyor, ilişki deneyimlemek istiyorsun ama bu ülkede dengine gelmek o kadar zor ki… Dürüst olmak, saygılı olmak, bireyliğine, kişisel alanına saygı duymak istiyor ve seninkilere de saygı duyulsun istiyorsun ama olmuyor. Bu yaşına kadar hiç var olmamışsın gibi davranılıyor bu ülkedeki ilişkilerde... Sen yokmuşsun, onun bir kölesiymişsin gibi.

Oysaki ilişki dediğimiz iki bireyin yan yana yürümesi, birbirini yukarıya çekmesi veya eşlerden birinin yorulduğunda diğerinin dinleneceği bir liman olması demek değil midir? Bizdeki ilişkilerde ise her şey tam tersi... Bağımlılıklar, kıskançlıklar, köle muamelesi göstermeler... Sonra herkes mutsuz... Çünkü artık hiç kimse birey değil.
Diyorlar ya bu dünya hassas yürekliler için bir cehennem, işte ben bu cehennem kader mi yoksa bir seçim mi onu merak ediyorum...

Bu noktada bir not: Lütfen, kendiniz olabildiğiniz ve kendiniz olarak kalabilmenizin normal olduğu ilişkiler içinde olmaya özen gösterin ( tüm ikili ilişkiler için geçerli).
 

Yazarın Diğer Yazıları