Bir tatil için Mısır’a gitmeyi düşündüğümde, aklımda hep iki imaj vardı: Piramitlerin görkemli silueti ve Nil Nehri'nin sessiz akışı… İnsanlık tarihine yön veren bir coğrafyada bulunmak heyecan verici. Ancak Mısır’ın bize sundukları yalnızca geçmişin büyüsüyle sınırlı değil; çağımızın karmaşasıyla dolu bir çelişkiyle de karşılaşıyorsunuz.
Uçaktan indiğiniz anda geçmişin kalıntıları ve modern dünyanın çelişkileriyle yüzleşiyorsunuz. İlk durağım, görkemli Giza Piramitleri’ydi. Yüzyıllar önce devasa taşları nasıl bir araya getirdiklerini düşünürken, bu anıtların önünde fotoğraf çekmeye gelen kalabalığın içine karışmak bir yana, çevresini saran inşaat ve satış tezgahlarının varlığı, o büyülü anın tadını biraz kaçırıyor. 'Daha yakın olun, daha büyük görün' diye seslenen rehberler, sahnenin büyüsünden ziyade 'fotoğraf çerçevesine sığan' kısmını vurguluyorlar. Bir yandan bu muazzam yapıtın görkemiyle büyülenirken, diğer yandan modern dünyanın pazarlama anlayışı beni hayal kırıklığına uğratıyor.
Günlük yaşamda ise Mısır, her yönüyle canlı bir kaos. Trafikte bir keşmekeş var, araçlar neredeyse kuralsız ilerliyor; hızla geçip giden arabaların sesi, dükkânlardan gelen müzikler ve sokak satıcılarının bağırışlarıyla birleşiyor. Her yerde bir hareket, bir karmaşa… Ancak, bu kaosun içinde bile bambaşka bir güzellik var. Dar sokaklarda, çay içmeye davet eden yerel halkın misafirperverliği, sıcakkanlı sohbetleri ve tarihlerini anlatma isteği sizi hemen içine çekiyor. İnsanların yüzlerinde hayatın zorlukları ve sevinçleri iç içe geçmiş; çok farklı bir yaşam temposu olsa da bir anda kendinizi o ritme kaptırıyorsunuz.
Bir akşamüstü Nil Nehri boyunca yürüyüş yaparken, geçmişin Mısır’ıyla modern Mısır arasındaki o garip dengeyi daha çok hissediyorsunuz. Nil’in kadim suları sessizce akarken, kıyıda yükselen modern binalar ve şehir ışıkları, Mısır’ın sadece turistik bir destinasyon değil, yaşayan, nefes alan bir ülke olduğunu hatırlatıyor. Fakat o güzelliği izlerken de, Mısır'ın turizm gelirine bağımlı ekonomisinin bu güzellikleri paraya dönüştürmeye çalıştığını hissediyorsunuz; bu da bazı anları daha ticarileştirilmiş hale getiriyor.
Mısır, bir tatilden fazlasını vaat ediyor; ruhu karmaşık, her köşesinde sizi büyüleyen ve sorgulatan bir ülke. Piramitler gibi görkemli geçmişi ile bugün arasındaki çelişkiyi, Nil Nehri’nin sessiz akışında ya da yerel halkın samimi gülüşlerinde bulabilirsiniz. Mısır, insanı büyüleyen ama aynı zamanda düşündüren bir deneyim sunuyor; içinde tarihin büyüsü, bugünün karmaşası ve yarının belirsizliğiyle… Tıpkı kendi öyküsü gibi, Mısır size kendi yolculuğunuzu anlatıyor.
Yazının devamı ilerleyen günlerde :)