En son ne zaman mutlu olduğunuzu hatırlıyor musunuz ya da en son ne için mutlu olduğunuzu?
Konuştuğum çoğu kişinin güzel anıları 90 lar ile 2000 ler arasına sıkışmış durumda. O zamandan bu zamana kadar herkes hayatını otomatik pilotta yaşamış gibi… Her şey tek düze, her şey rutin…
Aslında çok soyut bir kavram olan mutluluk nedir diye sorsak sanırım herkes çok farklı cevaplar verir. Ama en klasikleri ‘sağlık, para, başarı olmalı... Oysaki ben hiç bunlara sahip olup da gerçekten mutlu olan bir kişi görmedim. Ya siz? Sizde göremezsiniz. Çünkü insan her zaman olmayanı isteyen, kovalayan, bir varlık… Sağlıklı olur, paranın peşinden koşar. Zengin olur, aşkı arar veya arabam olsa der, aldıktan bir süre sonra daha iyisinin hayalini kurar. Çünkü insanlar mutluluğun ne olduğunu unuttular, çünkü insanlara unutturdular, çünkü insanların unutmasını istediler.
Kişisel Gelişim Hoş geldin!
Gerçek mutluluğumuzu 2000’li yıllarda ortaya atılan ‘Kişisel Gelişim’ furyası maalesef çürüttü.
Çürüttü diyorum çünkü bizim dinamiklerimizi oluşturan toplum bilincinin, aile birliğinin, komşuluk ilişkilerinin yerini zamanla ‘SEN ÖNEMLİSİN’ – ‘ÖNCE SEN’ söylemleri almaya başladı ve bu söylemler ile bencillikler çoğaldı, insanlar arasındaki bağ azaldı.
Sevgiyle, emekle, saygıyla kurulan bağlar yavaş yavaş koparak yerini bireyselliğe ‘modern yalnızlığa’ bıraktı.
Ve hepimiz unuttuk gerçek sevginin aslında bir başkasını mutlu etmekten geçtiğini…
‘’Bütün mutsuz olanlar, yalnız kendi mutlulukları peşinden koşanlardır. Bütün mutlu olanlar ise başkalarının mutlu olması için çalışanlardır.’’ Budizm
TÜİK’İN Yaşam memnuniyeti anketini gördünüz mü?
Antidepresan içiminin arttığı, psikologların randevu yetiştiremediği, huzuru ve mutluluğu nerede - nasıl bulacağımızı şaşırdığımız modern dünyamızda, TÜİK’in verilerine göre ülkemizdeki insanların yarısından fazlası mutluymuş. Üstelik bu mutlular listesinin başını da kadınlar çekiyormuş. Açıkçası şaşırdım ama ülkemdeki kadınlar adına da bir ‘oh be’ dedim. Listeye göre mutlular sıralamasında ikinci sırada evliler, üçüncü sırada ise 18-24 yaş arası gençler yer alıyor.
Kadınlar ve gençler… Ülkemizin en önemli yapı taşları… Artık geleceğe umutla bakabiliriz.