Gazetecilikte ileriyi görmek işte böyle bir şey olmalı.
Bundan iki yıl önesinde yazdıklarım bugünleri nasıl anlatıyor.
25 Kasım 2019’da yazdıklarımı noktasına-virgülene dokunmadan aktarıyorum.
Bu yazıyı dikkatlice okuyacağınızı iyi biliyorum. İşte o yazı:
“Kayserispor son günlerde ilklere imza atmaya başladı.
Kurulduğu 1966 yılından bu yana Sarı-kırmızılı kulüpte hep ilkler yaşanmıştır.
Kayserispor, yıllar önce bugünün dördüncü büyüğü Trabzonspor’u geride bırakarak o günkü ismi ile Türkiye Birinci Lig’e yükselmişti.
Rahmetli Kulüp Başkanı Üveyis Molu Kayserispor’a bu başarıyı yaşatmıştı ve ilk kez bir ilke imza atan isim olmuştu.
Efsane başkan Üveyis Molu’nun bu başarı öncesinde söylediği bir söz vardı.
Dün gibi hatırlıyorum.
“Bu takım mutlaka şampiyon olacak. Bu takımı şampiyon yapamaz isem kendimi Cumhuriyet Meydanı’nda asacağım.”
Bu tarihi sözün ardından efsane başkan Üveyis Molu, Sarı-kırmızılı takımı Türkiye Birinci Ligi’ne yükseltmeyi başarmış ve sözünü yerine getirmiş bir isim olarak kulüp tarihindeki yerini almıştı.
Rahmetli efsane başkan Üveyis Molu’yu buradan rahmetle ve minnetle anıyorum.
Benim hatırladığım ilk bu olsa gerek.
Ardından yine ilkler yaşanmış, Sarı-kırmızılı kulüp şu anda tarihini hatırlayamıyorum ama Türkiye Üçüncü Ligi’ne kadar düşmüştü.
Bu da Sarı-kırmızılı takımda yine ilkler arasına girmişti.
Bu ilk gerçekten kimsenin başaramayacağı bir ilk olarak hatırlarda kaldı.
Yıllar önce üçüncü lige düşen Kayserispor, bir başka efsane ismin çabaları ile önemli bir ilke imza atmış ve kulüp tarihindeki yerini alan ikinci bir isim olmuştu.
Kayseri Belediye Başkanı olan Niyazi Bahçecioğlu bu ilke imza atan isim olarak bilinir. Üçüncü lige düşen Kayserispor’da iki sezonda iki lig üst üste çıkılmıştı.
Bir yerel seçim öncesinde efsane başkan Niyazi Bahçecioğlu şu sözü vermişti.
“Beni başkan seçin, bu takımı iki senede Birinci Lig’e çıkartayım.
” Kayserililer’den istekte bulunmuş ve Kayserili yerel seçimlerde Bahçecioğlu’nu bu göreve getirmişti.
Kayseri’nin bu güveni ile Başkan Niyazi Bahçecioğlu, takımı önceTürkiye İkinci Ligi’ne, ardından da Türkiye Birinci Ligi’ne çıkarmayı başarmıştı.
Herkese nasip olmayacak başarıya imza atan merhum efsane başkan Niyazi Bahçecioğlu, Kayserililer’in gönlünde taht kurmuştu.
Tarihi başarının bir başka mimarı da o dönemde başkanlık yapan Osman Erköse idi.
Merhum Niyazi başkanı rahmet ve minnetle anmayı bir görev bilirken, Osman Erköse’yi unutmak olmazdı herhalde.
Hep güzel ilklerden bahsettim.
İlkler hep iyi olacak, güzel olacak değil ya.
Bir de kötü ilk yaşanmıştı Kayserispor’da.
Bundan yıllar önce Sami Yangın başkanlığında başlayan ve rahmetli Mehmet Haymanalı ile devam eden süreçte üzücü bir ilke imza atılmıştı.
Birkaç yıl önce kaybettiğimiz teknik direktör Erkan Kural döneminde Kayserispor, meşhur Adanaspor maçı ile adını Birinci Lig’e yazdırmıştı.
Haymanalı başkanlığındaki bu başarının ardından bir sonraki sezon ise kötü son yaşanmıştı. Samsunspor ile Birinci Lig’e birlikte çıkan Kayserispor, hatırladığım kadarı ile 40 oyuncu ile teknik direktör Tınaz Tırpan ile Talas’ta kampa girerken, Samsunspor o dönem beş önemli oyuncuyu kadrosuna katmıştı.
Sezon sonunda Kayserispor küme düşerken, Samsunspor’da Tanju Çolak gol kralı olurken, Kırmızı-beyazlı ekip sezonu üçüncü bitirmişti.
Bu ilk te Kayserispor’un hiç te hatırlamak istemediği ilk olarak hafızalara yerleşti.
Bir de Kayseri’ye gelen Türkiye Kupası’nı unutmamak lazım.
O dönem Fortis Türkiye Kupası’nı Kayserispor, Bursa’da oynanan maçta Gençlerbirliği’ni penaltılar sonunda yenmiş ve Kayserispor tarihinde kupa Kayseri’ye gelmişti.
Bu başarının mimarı yine efsane başkan olarak adlandırılan Recep Mamur. Mamur başkanlığındaki Kayserispor müzesine Türkiye Kupası’nı getirirken, Mamur, bir ilke imza atan isim oldu.
Mamur’un da hakkını burada teslim etmemiz gerekiyor diye düşünüyorum.
Uzun lafın kısası, bu köşeden daha fazla ilkler yazmak isterdim.
O ilkleri de yazmaya kalksam, satırlar yetmez, sayfalar yetmez.
Bu önemli ilkleri yaşayanlar arasında o dönemlerdeki değerli meslektaşlarım, Oktay Ensari, Üstün Tuncer ve Salih Balcı’da bu tespitleri doğrulayacaktır diye düşünüyorum.
O günleri geride bırakarak son günlerde Kayserispor’da yaşanan ilklere gelmek istiyorum.
15 yaşındaki Emre Demir, Süper Lig’de gol atan en genç oyuncu olarak ilke imza atarken, göğsümüzü kabartmıştı.
En önemli ilk ise Berna Gözbaşı’nın Kayserispor başkanlığı görevine getirilmesiydi.
Erol Bedir yönetiminde de yer alan iş kadını Berna Gözbaşı Türk futbolunda bir ilke imza atan isim oldu.
Türkiye’de amatörlerde ve alt liglerde kadın başkanlar görev yapmıştır elbette.
Berna hanımın başkanlığı ise gerçekten bir ilk.
Hem de çok önemli bir ilk.
Süper Lig’de göreve gelen ilk kadın başkan olmak çok değerli.
Genel kurul öncesi başkanlık koltuğuna oturan Berna Gözbaşı, Kayserispor tarihinin ilk kadın başkanı.
Yıllarca süren erkek hegemonyasının ardından Berna hanım ilk kadın başkan olan isim. Kendisine bu yolda başarılar diliyorum.
Futbolda hep ilkler olur.
Bu ilkler hiç unutulmamıştır.
Kimi başkanlar kulübü bir üst lige çıkartma başarı gösterirken, Kayserispor tarihinde bazı başkanlar ise takımı alt liglere düşürerek adlarını tarihe yazdırmışlardır.
Benim dileğim, Türk futbol tarihine Süper Lig’in ilk kadın başkanı olma şansını elde eden Berna başkanın adının Kayserispor’u ligde bırakan bir başkan olarak yazılması yönündedir. Aksini asla düşünmüyorum.
Öyle de olmasın.
Fakat bu zorlu yolda elbette sıkıntılar da yaşanacaktır.
Kısacası, “ilklere imza atmak ve ilk olmak iyi bir şey ama!” diyerek noktayı koyuyorum.”