Geçen yıl bir köşe yazısı kaleme almıştım.
Yazı 15 Aralık 2020 Salı günü yayımlanmıştı.
Bu yazının başlığı ise aynen şöyleydi:
“Kayseri’den DOĞAN yeni bir yıldız”
Genç yeteneklerle ilgili görüşlerimi aktarmıştım.
Emre Demir’den ve Doğan Alemdar’dan bahsetmiştim.
“Bu tür yetenekleri asla kaybetmemeliyiz” demiştim.
Bu konuda bazı endişelerimi dile getirmiştim.
Yönetime ve başkana seslenmiştim bu yazıda.
Aradan zaman geçti bu yazı karşıma çıktı.
Bu yazı bana WhatsApp’tan gönderilmişti.
Yazının kimden geldiğini daha sonra açıklayayım.
O günkü yazının bir bölümünde şu görüşleri aktarmıştım:
“Şimdi geleyim asıl konuya, gelelim meselenin iç yüzüne.
Lung iyileşirse, İsmail Çipe hastalığını atlatırsa ne olacak?
Ne olacağını herkes benden iyi biliyor ve tahmin ediyor.
Kale bu isimlere devredilecek, Doğan Alemdar unutulacak.
Herkes yine bildiğini okuyacak, bugünün yıldızı unutulacak.
Bir yeteneği, bir yıldızı yine elimizin tersiyle iteceğiz.
Bu kaçınılmaz bir olay, bu Türk futbolunun kaderi gibi.
Bir anda parlayan yıldız, bir daha ışımamak üzere söndürülecek.
Dilerim benim bu düşüncem gerçek olmaz, Doğan’lar kaybolmaz.
Ben yanılmayı umuyorum. İnşallah öyle olur.
Dilerim, nice Doğan’lar Türk futboluna kazandırılır.”
Halisane duygular içinde bu satırları kaleme almıştım.
Aradan zaman geçti ve bugünlere geldik.
Kayserispor kümede kaldı, Doğan kaleyi kimseye kaptırmadı.
WhatsApp’a o yazıyı Berna Gözbaşı göndermişti.
Bir iki satırda görüşlerini aktarmıştı Berna Başkan.
Berna başkan şöyle diyordu: “Doğan’ı kaybetmedim.”
“Aslında hep ısrar ettim.” diye yazmıştı Berna başkan.
Olumlu bir iş yaptığını görünce mutlu oldum.
Benim endişelerim o günlerde dikkate alınmıştı.
Berna başkan haklı olarak katkısını dile getirmiş.
Kayserispor’da böyle başkanlara ihtiyaç var.
Kaybetmek kolay, önemli olan kazanmak.
Doğan’a sahip çıkan Berna başkanı kutlamak gerek.
Yıldızlarına inanan başkanları kutlamak gerek.
Emeğinin karşılığı olur mu bilemem.
Söyleyeceğim atasözü her şeyi anlatacaktır.
“Yiğidi öldür ama, hakkını inkar etme”