Kendimi bildim bileli milli aralarını sevmem.
Milli takımın başarısızlığından olsa gerek. A Milli takımımızın maçlarında veremediği keyif ve heyecanın yanı sıra, başarısızlığın da bu durumda büyük bir etkisi var. Sadece benim için değil, eminim birçok kişi benim gibi düşünüyor.
Her ne kadar Türk Milli Takımımızı beğenmesek de maçların olduğu günlerde içimizdeki heyecanı bastıramayız. Sonuçta ülkemizin bayrağını taşıyan bir ekip ve doğal olarak milli duygularımız kabarıyor.
Fakat saha içerisinde o formayı giyen oyuncular, bizlerin heyecanlandığı kadar heyecanlanıyorlar mıdır bilinmez ?
Sahaya çıkıp 90 dakika boyunca sadece forma ıslatıp kenara çekiliyorlar.
Sahada mücadele edenleri toplasan bir eldeki parmak sayısını geçmez.
2002 Dünya Kupası’na benim yaşım yetmiyor. 2008 Avrupa Şampiyonası’nı hayal-meyal hatırlıyorum. Ama internet üzerinden izlediğim maçlar ve anlatılanlar kadarıyla yazıyorum. Milli takımın en iyi olduğu sezonlardı. Çünkü o zamanlar, forma rekabeti vardı, hırs vardı, azim vardı. Milli duygular ön plandaydı. Şimdiki oyuncularımız sahada futbol oynamak yerine, reklam filmlerinde oynuyorlar.
****************
Gelelim başka bir konuya.
Milli takıma sapa-sağlam gidip, sakat dönen futbolculara.
Sakatlığı tam atlatmadan milli takıma gönderilen Mario Gavranovic olayından bahsetmek istiyorum.
Kayserispor’a ilk geldiğinde sakatlığı bulunmayan Gavranovic’in Kayseri’de idmanda sakatlandığını Berna Gözbaşı, bugünkü haberimizde deklare etti.
Oyuncuyu idmanda sakatlandı olarak bilmeye devam edelim biz.
Geçtiğimiz milli dönem zamanında İsviçre milli takımına davet edilen Gavranovic orada yapılan idmanda sakatlığının nüksettiğini en az 5-6 hafta sahalardan uzak olacağını öğrenmiştik. Kayseri’de tam iyileşmeden milli takıma gönderilmesi ne kadar doğru orası da tartışılır.
Oyuncunun sakat olduğunu ve idmanlara çıkmadığını bilen Kayserispor sağlık ekipleri bunu nasıl göze alarak oyuncuyu milli takıma gönderdi.
Takımlarda iyi bir hava oluşmuşken oyuncular milli takıma gönderilerek hem vücut yorgunluğu hem de seyahat yorgunluğu ile mücadele ediyor.
Kendi takımında yapılan idman ile milli takımda yapılan idmanlar uyuşmuyor olabiliyor.
Oyuncu bu kadar yükü kaldıramaz.
Herkes “Parasına bakar” düşüncesi içerisinde olabilirler ama mevzu bahsin paradan yana olmadığını bilinmekte.
Sonuç olarakşahsi fikrim; milli aralar her yönden sıkıntılı. Heyecanlı devam eden ligleri baltalamaktan, oyuncuları sakatlamaktan, takımların dengesini bozmaktan başka bir işe yaramıyor. Milli maçlar kaldırılsın demiyorum elbette ama, düzenleme getirilebilir.
Belli periyotlarla oynanması daha makul olabilir.
Sadece bir fikir…