Yeni cins sivrisinek alarmı! Kayseri'de de var mı?
İstanbul'un birçok ilçesinde görülmeye başlanan yeni cins sivrisinek konusunda uzmanlar uyarılarda bulunuyor. Peki yeni cins sivrisinek Kayseri'de de var mı? Detaylar Kayseri Anadolu Haber'in Kayseri haberlerinde..
İstanbul'un bir çok ilçesinde sivrisinek şikayetlerinde artış görülmeye başladı. Uzmanlar sivrisinek ısırıklarının dikkate alınması gerektiğini vurguluyor.
Yaz mevsiminin gelmesiyle artış gösteren sivrisinekler bölgede yaşayanları tedirgin ediyor.
Uzmanlar yeni cins sivsineklerin anafilaktoid reaksiyonlar yol açacağı konusunda uyarıyor.
Peki korkulan yeni cins sivrisinekler Kayseri’de de var mı?
Uzmanlar henüz bununla ilgili Kayseri’de ciddi bir şikayet almadıklarını kaydederken, vatandaşları dikkatli olmaları konusunda uyarıyor.
Sivrisinekler hakkında
Sivrisinek bizden çok daha eskiden, 350-550 milyon yıl önce ortaya çıkmış bir organizmadır ve çift kanatlılar takımındandır. Çok zayıf canlılar olan sivrisinekler iyi uçucu değildirler ama pasif bir şekilde, yani rüzgârlarla, 300 km’ye kadar yayılabilirler. Ergin yani yetişkin sivrisinekler çiçekli bitkilerin nektarlarıyla beslenirler. Dişileri ayrıca kan emerler çünkü yumurta geliştirebilmek için yüksek kaliteli proteine ihtiyaçları vardır. Hayvanlardan ve daha çok memelilerden kan emme yönünde evrimleşmişlerdir, çünkü en yüksek kaliteli protein memelilerde bulunur. Erkek sivrisinekler kan emmezler.
Kan emme sırasında sivrisineklerin tükürüğü derimize geçtiğinden bağışıklık sistemi buna tepki gösterir, şişme ve kaşınma olabilir.
Dişiler yumurtalarını suya bırakırlar. Sivrisinek yumurtalarından çıkan larvalar suda yaşarlar. Bu süreçte sudaki fitoplanktonlar, algler gibi organizmalarla beslenirler. Oksijeni, sifon diye adlandırılan bir mekanizmayla su yüzeyinden alırlar. Larvadan sonraki evre pupa evresidir. Bu evrede beslenmezler. Pupa metamorfoz geçirip ergine yani bizim bildiğimiz sivrisineğe dönüşür ve karadaki yaşamına başlar.
Sivrisineklerin yaşam alanları çok çeşitlidir. Suyun olduğu her alanda yaşayabilirler. Aedes’ler çok az miktarda suyun varlığında yani saksı altlarından yağmur suyu birikmiş kovuklara kadar her yerde çoğalabilirler. Aedeslere şehirlerdeki yaşam koşullarına uyum sağlamış olduklarından dolayı “şehir sivrisinekleri” de denir.
Sivrisinekler kan emme sırasında virüs, bakteri ve parazitleri taşıyabilirler. Bu bir karşılıklı yaşam (simbiyoz) ilişkisidir. Virüs ve parazitler, özellikle bakteriler onların sindirim sistemi için önemlidir, sivrisinekler de virüs ve parazitlerin çoğalmasına aracı olurlar ve yaşamlarının devamında bu şekilde rol oynarlar. Sivrisinek, virüs taşıyan bir canlıdan kan emdikten sonra -ki yumurta gelişimi için iki, üç kez kan emmeleri gerekebilir- virüsü başka bir canlıya aktarabilir.
Aedesler hangi hastalıkları taşıyor?
Aedes albopictus chikungunya, dang humması ve dirofilariasis virüslerini, Aedes aegypti ise sarı humma, dang humması, chikungunya ve Zika virüslerini taşıdığı bilinen vektör organizmalardır.[1][2]
Her canlı gibi sivrisineklerin de besin zincirinde özel bir yerleri vardır. Sucul evrede fitoplanktonlarla beslendiklerinden dolayı sulardaki plankton popülasyonunun kontrolünde rol oynarlar. Sivrisinek yumurta ve larvalarıyla beslenen zooplanktonlar ve birçok küçük balık türü de vardır.