Yıldırım: 'Hukuk devleti ilkelerine uymaz'
Başbakan Binali Yıldırım, Esenboğa Havalimanı'nda, resmi ziyarette bulunacağı ABD'nin başkenti Washington'a hareketi öncesinde basın toplantısı düzenledi, gazetecilerin sorularını cevapladı. Yıldırım burada yaptığı açıklamalarda 'ABD'ye güvence vermek veya onların bize güvence vermesini istemek gibi bir müzakere, hukuk devleti ilkelerine uymaz' ifadelerinde bulundu.
Başbakan Yıldırım, taraflarına yapılan davete icabetle bugün beraberindeki heyetle ABD'ye bir ziyaret gerçekleştireceklerini belirtti.
Ziyaret çerçevesinde ABD Başkan Yardımcı Mike Pence ile görüşmeler yapacaklarına değinen Yıldırım, bu resmi görüşmenin dışında gerek kongre mensupları, gerekse oradaki yerli ve yabancı sivil toplum kuruluşlarıyla Tükiye- ABD ilişkileri konusunda temaslarda bulunacaklarını söyledi.
Yıldırım, ABD ziyaretinde kendisine Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Berat Albayrak, AK Parti Grup Başkanvekili Mehmet Muş, TBMM Anayasa Komisyonu Başkanı ve AK Parti İstanbul Milletvekili Mustafa Şentop ile AK Parti İstanbul Milletvekili Volkan Bozkır'ın eşlik edeceğini, ziyaretin New York bölümüne Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek'in de katılacağını ifade etti.
ABD Başkanı Donald Trump Uzakdoğu ziyaretinde olduğunu hatırlatan Yıldırım, Pence ile başkan vekili olarak görüşeceklerini, ikili ilişkiler başta olmak üzere bölgesel konularda yaşanan gelişmeleri değerlendirme fırsatı bulacaklarını vurguladı.
Yıldırım, "Özellikle Türkiye-ABD arasındaki Suriye, Irak meseleleri, FETÖ konusundaki ABD ile ilgili taleplerimiz ve bu konuda bundan sonraki aşama, kapsamlı bir şekilde dile getirilecek. Ayrıca PYD/YPG ve DEAŞ ile mücadele konusunda da aramızda mevcut olan bazı sorunları açıklıkla, iki müttefikin hukukuna uygun bir şekilde ele almayı hedefliyoruz." diye konuştu.
“VİZE BAŞVURULARININ SINIRLI DA OLSA ALINMAYA BAŞLANMASI OLUMLU BİR ADIM”
ABD ile Türkiye arasında bir süre önce askıya alınan vize işlemlerinin ziyaret öncesinde sınırlı da olsa başlamış olmasının olumlu bir adım olarak mütalaa edilebileceğine dikkati çeken Yıldırım, ziyaretin iki ülke ilişkilerini bulunduğu düzeyden daha ileri düzeye taşınmasına vesile olması temennisinde bulundu.
Yıldırım, bu temasları yaparken vazgeçemeyecekleri şeyin ülke ve milletin hassasiyetleri olduğunu, bu hassasiyetlere muhataplarının da gereken hassasiyeti göstereceğini ümit ettiklerini aktardı.
Türkiye ve ABD'nin müttefik iki ülke olduğunu vurgulayan Yıldırım, "NATO’dan müttefikliğimiz var. Yarım asrı aşan Türkiye-ABD ilişkilerinin zaman zaman dalgalanma geçirmiş olduğu geçmiş yıllarda da malumdur. Ümit ederim ki her iki ülkenin menfaati ve beklentileri açısından verimli bir ziyaret gerçekleştirmiş oluruz." ifadesini kullandı.
Başbakan Yıldırım, iki ülke arasında vize başvurularının sınırlı ölçüde alınmaya başlanması ve bu sürecin ardından iki ülkenin yetkili makamlarından gelen açıklamaların sorulması üzerine, şunları kaydetti:
“HUKUK DEVLETİ İLKELERİNE UYMAZ”
"ABD Büyükelçiliğinin yaptığı açıklama üzerine Türk Büyükelçiliği de karşı açıklamayı yapmıştır. Orada her şey açık seçik, herhangi bir yoruma ihtiyaç göstermeyecek şekilde izah edilmiştir. Diğer mesele şudur; iki ülke arasında özellikle bazı yargılamalar, bazı tutuklama işlemleri var. Amerika'da da var Türkiye'de de var. Her iki ülkede hukuk devleti kurallarına göre işlem ifa edilmektedir. O bakımdan ABD'ye güvence vermek veya onların bize güvence vermesini istemek gibi bir müzakere, hukuk devleti ilkelerine uymaz. Burada bizim hassasiyetimiz şudur; 15 Temmuz darbesi ile ilgili bu darbenin arkasında Fetullah Gülen'in olduğu yönünde çok kuvvetli bulgularımız, delillerimiz var. Bunun iade edilmesini istiyoruz. Ayrıca bazı nedenlerle tutuklanmış olan vatandaşlarımızın davalarının görülmesinde var olan endişelerimizin görülmesini istiyoruz. Onlar da benzer taleplerde bulunuyorlar. Bunlar diplomatik kanallarla görüşülüyor ve bir çıkış yolu bulunmaya çalışılıyor. Esasen bu ziyaretin amaçlarından biri de tüm bu konuları bütün açıklığıyla ortaya koymak ve makul bir yol bulabilmektir."
Fetullahçı Terör Örgütü (FETÖ) elebaşı Fetullah Gülen'in iadesine ilişkin yeni bir dosya hazırlandığı iddiaları hatırlatılarak, "Yeni bir dosya hazırladınız mı? Geçmişte hazırlanan dosyalardan farkı ne olacak?" sorusu üzerine, Yıldırım şu cevabıa verdi:
"İade konusunda yapılacak her şey yapılmıştır, artık dosya odalara sığmayacak hale gelmiştir. Eğer bu kadar dosya, bilgi, belge iş görmüyorsa o zaman işin içinde başka bir mesele var diye insanın aklına geliyor. Belki haddinden fazla da dosya ve belge verdiğimizi düşünüyorum. Dolayısıyla Amerikan yargısının bir an önce, hukuk sistemi devreye girerek bunun gereğini yapmasını bekliyoruz."
“MİLLETE HİZMET ETMEYE ÇALIŞIYORUM”
Yıldırım, "Malta'da bazı siyasilerin off-shore hesaplarının olduğuna ilişkin Paradise belgeleri yayınlandı. Bunların içinde iki oğlunuzun şirketlerinin olduğu yönünde bir iddia var. Bu konudaki değerlendirmenizi alabilir miyiz?" sorusu üzerine, şunları söyledi:
"Bir gazete şahsım ve ailem hakkında 'off-shore şirketleri var, yerli değil, milli değil' gibi bir haber yapıyor. Her şeyden önce vatandaşlarımızın gerçeği öğrenmesinde fayda var. Ben gemi inşa yüksek mühendisiyim, makine mühendisiyim. Hayatım boyunca denizcilikle uğraştım, gemi işletmeciliği, gemi sahipliği yaptım. Siyasete başlayınca da işlerimi evlatlarıma bıraktım. Benim evlatlarımın en küçüğü 33, en büyüğü 40 yaşında. 5 tane de torunum var. Dolayısıyla onlar kendi işini yapıyor, ben de kendi işimi yapıyorum. Memlekete, millete hizmet etmeye çalışıyorum."
Yıldırım, siyasete başlarken çocuklarına, "Devletle hiçbir zaman iş yapmayacaksınız. Yakınına bile yanaşmayacaksınız, devletin bankalarından hiçbir kaynak kullanmayacaksınız." tavsiyesinde bulunduğunu söyledi.
Denizciliğin küresel bir iş olduğunun altını çizen Yıldırım, şunları kaydetti:
"Dolayısıyla dünyanın her tarafında iş yapıyorlar ve dünyanın her tarafında da şirketleri de var, irtibat noktaları da var. Bunun gizli, saklı bir tarafı da yok. Sanki burada bir iş çeviriyormuş gibi maalesef benim fotoğrafımı da basarak bir algı oluşturmaya çalışıyorlar. Bir kere bunun bilinmesinde fayda var. Şunu söyleyeyim, eğer Türkiye'de veya başka bir ülkede bir kişi hakkında ticari faaliyetleri hakkında bilgi almak isterseniz, Türkiye'de ticaret sicilinin sitesine girersiniz her türlü bilgiyi alırsınız. Olmadı Malta'da, olmadı Panama'da, olmadı İberya'da gidersiniz, yine internet üzerinden, gitmenize de lüzum yok 2 dolar ödeyerek her türlü, herkes hakkında bilgiyi alabilirsiniz. Dolayısıyla bunun sır filan özelliği yok. Bunlar açık, seçik faaliyet gösteren şirketlerdir. Bunun böyle bilinmesi lazım."
“BİZ ONURUMUZLA VARIZ. EN BÜYÜK SERVETİMİZ İTİBARIMIZDIR”
Bu konudaki iddianın yeni olmadığını vurgulayan Başbakan Yıldırım, şunları söyledi:
"Bu gazete ilk defa 2008'de bunları gündeme getirdi. Daha sonra 2014 yerel seçimlerinde ben İzmir'de belediye başkanı adayıyken gündeme getirdi. O zaman da bir televizyon programında bütün detaylarıyla açıkladım. Olmadı, 2017 Mayıs ayında tekrar bunu ısıtıp haber yaptılar. Şimdi de aynı haberi tekrar büyük bir iş, büyük bir usulsüzlük, yanlışlık bulmuş gibi servis ediyorlar. Olay bundan ibarettir. Benim siyasetçi olmam dolayısıyla onların, çocuklarım üzerinde, faaliyetleri üzerinde ilgilenmeleri çok egzotik bir iş. Bununla beni akılları sıra yıpratmaya çalışıyorlar. Milletim beni bilir, benim dokunulmazlığım var ama çocuklarımın dokunulmazlığı yok. Buradan davet ediyorum, her türlü soruşturma, gerek mali yönden gerek hukuki yönden yapılabilir. Bunu özellikle de istiyorum. Dolayısıyla hiç kimsenin, hiçbir şekilde haksız yere itham edilmesi, yanlış iş yapıyor gibi gösterilmesi kabul edilemez.
Biz onurumuzla varız. Ülkemiz için, milletimiz için bütün ömrümüzü verdik. Bizim için en büyük servet itibarımızdır, gerisi el kiridir, gelip geçicidir. Para bugün vardır, yarın yoktur. Ama itibar insanı öbür dünyaya kadar taşıyacak, elde edilmesi zor ama kaybedilmesi çok kolay olan bir meziyettir. Bunun bilinmesinde fayda var."
“YERLİLİK MİLLİLİK BÖYLE OLUR”
"Vergi verilmiyor, diye itham ediyorlar" diyen Yıldırım, bir belge göstererek, şunları kaydetti:
"O haberi yaptıklarında benim çocuklarımın buradaki şirketi en fazla vergi veren İstanbul'da şirketler arasında yer alıyor. Ve bu şekilde bir belge veriyorlar kendisine. Bunlar ayıp şeylerdir. İnsanların kafasını karıştırmaya lüzum yoktur. Bana 'yerli değil, milli değil' diyenlerin apar topar memleketten kaçıp gidenler olduğunu da vatandaşımızın bilmesi lazım. Eğer yerli, milliyseniz gazetenizin başını bırakıp, bu memleketten kaçıp gitmezsiniz. Yerlilik, millilik böyle olur. Bunu da söylemiş olayım." HABER-FOTO: BAŞBAKANLIK BASIN MERKEZİ