Yıldırım: 'Bu topraklar, bu ülke kardeşliğin önemini bilir'

Başbakan Binali Yıldırım, Türkiye'nin bölgede ve dünyada kardeşliğin, barışın ve huzurun sağlanması için çok büyük gayret sarf ettiğini, büyük fedakarlık yaptığını belirtti ve 'Bu topraklar, bu ülke kardeşliğin önemini bilir' ifadesinde bulundu.

Yıldırım: 'Bu topraklar, bu ülke kardeşliğin önemini bilir'

Son 15 yılda ülkenin her yerinde 6 bin 100 kilometre bölünmüş yolu 23 bin 500 kilometreye çıkardıklarını aktaran Yıldırım, "Havalimanı sayımızı, 26'dan 55'e yükselttik, bununla da yetinmedik şu anda yıllık yolcu kapasitesi 150 milyon olan dünyanın en büyük havalimanını da yapıyoruz. İlk etabını da 2018 Şubat'ında, seneye bu vakitte açmış olacağız." dedi. 
 
Havacılıkta sloganlarının "Hava yolu, halkın yolu" olduğunu belirten Yıldırım, "Bu ülkede 2002'de uçakla seyahat eden yurt içinde yolcu sayısı, sadece 8 milyondu. Geçtiğimiz yıl bu sayı 86 milyona çıktı. Toplamda 160 milyonu geçtik, iç hatlar, dış hatlar... Eğer 3. havalimanının kapasitesi, dünyanın en büyük havalimanının kapasitesi 150 milyonun anlamı nedir diye düşünürseniz, bugün dünyadaki en büyük havalimanın kapasitesi 90 milyon. Ondan demek ki 60 milyon daha fazla kapasitesi var. (Dünyanın en büyük havalimanı) ABD'de Atlanta'dır, 90 milyon." ifadelerini kullandı.
 
İstanbul'a üçüncü havalimanını yaparken, "Ne gerek var bu kadar büyük havalimanına? Bu kadar yolcuyu nereden bulacaksınız?" şeklinde sorularla karşılaştıklarını aktaran Yıldırım, şunları kaydetti:
 
"Bakın ben size söyleyeyim neden gerek olduğunu; 2002 yılında İstanbul Atatürk Havalimanı'nda sadece transit yolcu 1 milyonun altındaydı, geçen sene 40 milyon oldu. Transit yolcudan bahsediyorum. Geliyor, İstanbul'a, Afrika'dan geliyor, Avrupa'ya geliyor, Afrika'dan geliyor Uzakdoğu'ya gidiyor, Rusya'ya gidiyor veya tersi. 70'li yıllarda havacılığın merkezi Amerika'daydı. 80'li yıllarda Avrupa'nın batısına doğru geldi. 90'lı yıllarda Avrupa oldu. 2000'li yıllarda artık doğuya doğru devam ediyor, Türkiye. Şu anda havacılığın merkezi Türkiye'ye kayıyor. Bu tarihin tekerrürüdür. Bir zamanlar İpek Yolu ile Baharat Yolu ile doğudan batıya zenginlik için göç vardı. Şimdi artık zenginlik doğuya tekrar döndü, dolayısıyla da hicret batıdan doğuya doğru olmaya başladı. İster doğuya gidin, ister batıya gidin Anadolu'dan geçeceksiniz. Başka yolu yok. Bu topraklar, tarih boyunca bir buluşma noktası olmuştur. Kuzey ile güneyin, doğu ile batının buluştuğu medeniyetlerin kucaklaştığı topraklardı. Onun için bu topraklar, bu ülke kardeşliğin önemini bilir, krizlerin de ne olduğunu acı tecrübelerle bilir."
 
Yıldırım, Türkiye'nin bölgede ve dünyada kardeşliğin, barışın ve huzurun sağlanması için çok büyük gayret sarf ettiğini, büyük fedakarlık yaptığını belirtti.
 
"3 milyondan fazla, canını kurtarmak için evini, barkını, memleketini bırakan insanlara kucak açan, onları bağrına basan, ekmeğini paylaşan ülkenin adı Türkiye'dir" diyen Yıldırım, bunun dünyada başka bir örneğinin de bulunmadığını ifade etti. Yıldırım, sözlerini şöyle sürdürdü:
 
"Bugün turizm sektöründe bir adım öne çıkmak için üzülerek söylüyorum, başkaları hakkında dedikodu üreterek, oraları güvensiz ilan ederek iş yapmaya çalışanlar var. Bunlar doğru şeyler değil. Dünyanın hiçbir yerinde güvenli bir ülke yoktur, eğer güvenlikten bahsediyorsak. Terör, her yerde, adres tanımıyor. Avrupa'nın göbeğinde terör oluyor. Türkiye'de de oluyor, Ortadoğu'da da oluyor, kuzeyde de oluyor, her yerde oluyor. Terörün olmadığı yer yok. Terörden korkmak, terörle korkutmak ancak ve ancak terörün işine yarar, teröristlerin işine yarar. Onun için ben gururla ve güvenle söylüyorum, ABD ne kadar güvenliyse Türkiye'de o kadar güvenli. Avrupa, Paris ne kadar güvenliyse İstanbul da o kadar güvenli. Saraybosna ne kadar güvenliyse Ankara da o kadar güvenli. Bakü ne kadar güvenliyse İzmir de o kadar güvenli. Onun için bu terörü, turizmi baltalamak veya turizmde avantaj sağlamak için lütfen kullanmayalım. İnsanların buluşmasına, kardeş olmasına, bölgesel ve küresel barışın tesis edilmesine destek olalım, köstek olmayalım. Bu vesileyle bu çağrımı da buradan ifade etmek istiyorum."
 
Türkiye'nin termal kaynak zenginliği açısından da dünyanın beşinci sırasında, Avrupa'nın da ilk sırasında yer alan bir ülke olduğunu hatırlatan Yıldırım, "Bütün bu zenginliklerimizi insanlığın hizmetine sunmak için gayret ediyoruz, yeni yeni yatırımlar yapıyoruz. Sahillerimiz; 8 bin 484 kilometre sahil şeridimiz var. Her biri birbirinden güzel. Bu alanda sahillerin temizliği bakımından dünyada ikinci sıradayız, 140 olan mavi bayrak sayısını 444 seviyesine çıkardık. Yat inşaatında, mega yat inşaatında dünya sipariş sıralamasında üçüncü konumdayız. Yat limanı kapasitemizi bugün 20 binlere çıkardık, yat limanı sayımızı 50'lerin üzerine çıkardık, 2023'te 50 bini hedefliyoruz." diye konuştu.
 
"DÜNYA DERECELERİ ALAN DEV PROJELERE İMZA ATTIK"
 
Başbakan Yıldırım, başta İstanbul olmak üzere, Türkiye'nin bütün şehirlerinin büyük bir gelişme içinde olduğunu, dünya dereceleri alan dev projelere imza attıklarını anlatarak, şöyle devam etti:
 
"Yavuz Sultan Selim Köprüsü, üzerinde demiryolu olan dünyanın en geniş köprüsüdür. 3 yıl içinde açtık, Boğaz'ı deniz üzerinden üçüncü kez birleştirdik. 2 kıtayı tekrar bir araya getirdik. Bir şaheser. Vakit bulursanız Boğaz'dan bir tekneyle gidin ve mutlaka bu eseri görün. Bir mühendislik harikası. Üç yıl içinde bitirdik. Osmangazi Köprüsü keza İstanbul'u Yalova'ya, Bursa'ya, İzmir Otoyolu'na bağlayan dev bir eser, dünyanın dördüncü büyük asma köprüsü. Avrasya Tüneli, dünyada bir numara. İki kıtayı denizin altından 106 metre derinlikte birleştiren Topkapı Sarayı ile Haydarpaşa Garı'nı 3 dakikada birbiriyle buluşturan dev bir projeden, bir mühendislik harikasından bahsediyoruz. Bunu da 3 yıl gibi kısa bir sürede inşa ettik. İstanbul-Ankara, Ankara-Konya, Ankara-Eskişehir arasında hızlı tren yaptık ve hizmete aldık. Bunlarla da yetinmedik yine Boğaz'ı denizin altından, trenlerin geçeceği Marmaray projesiyle birleştirdik. Şimdi sırada dünyanın en uzun köprüsünü yapmak var. İhalesini yaptık, ilk kazmayı da 18 Mart'ta vuruyoruz. Çanakkale geçilmez köprüsü... Çanakkale artık düşmana geçilmez değil, herkes için geçilir hale getiriyoruz."
 
Başbakan Binali Yıldırım, 150 milyon kapasiteli havalimanının da hizmete alınacağını hatırlatarak, konuşmasını şöyle sürdürdü:
 
"Bütün bunları anlatmaktaki amacım şudur; enerjimizi, kaynaklarımızı, imkanlarımızı savaşa değil, tanka, topa, tüfeğe değil, insanlığın refahına, mutluluğuna ve çocukların aydınlık geleceğine ayırmamız lazım. Tarih, gelecek, ecdat bizden bunun hesabını sorar. Bugün Bağdat, Halep, Sana, Mostar Köprüsü...Bu büyük eserlerin başına neler geldiğini siz biliyorsunuz. Bizim, bize miras kalan bu dünyayı yıkıp yok etmek değil, yaşatmak, gelecek nesillere aktarmak gibi bir sorumluluğumuz var. Gönüller sultanı Mevlana 'her gün bir yerden göçmek ne iyi, her gün bir yere konmak ne güzel' diyerek aslında bütün insanlığa en güzel, en veciz mesajı vermiştir. Bu sözler hepimizin hayalidir. Barış içinde mutlu ve müreffeh bir dünyayı karış karış dolaşmak, güzellikleri keşfetmek, hepimizin hayali olmalıdır. Ancak üzülerek ifade ediyorum ki gönlümüzden geçen bu güzel dileklere, bugün dünyanın yaşadığı olaylar pek de imkan vermiyor. Dünyanın vicdanı acılarla, göz yaşlarıyla, sıkıntılarla gölgeleniyor. Halep'ten, Bağdat'tan Şam'a kadar İslam medeniyetinin en güzel şehirleri yıkılıyor, tahrip ediliyor, yerle bir ediliyor. Dün Mostar'ı bombalayan zihniyet, bugün Halep'i yağmalıyor. Maalesef bu yıkıcı cinayetler karşısında, insanlık gerektiği gibi sesini de yükseltemiyor. Oysa ki bize düşen, dünyayı karanlıklardan aydınlıklara çıkaracak çareler üretmek ve hayata geçirmektir."
 
Turizm sektörünün temsilcilerine ve ülke yöneticilerine de ortak bir sorumluluk düştüğünün altını çizen Yıldırım, "Yarınlarımızı emanet edeceğimiz çocuklarımıza barış içinde, kardeşlik içinde daha güzel bir dünya bırakmak için daha çok gayret edeceğiz. Bir araya geleceğiz, birlikte çalışacağız. Şiddet kültürüne karşı insanlığın evrensel değerlerini savunmak, hepimizin birinci derece görevidir, sorumluluğudur." ifadelerini kullandı.
 
"ZOR BİR COĞRAFYANIN ORTASINDA, TÜRKİYE BİR REFAH VE İSTİKRAR ADASIDIR"
 
Başbakan Yıldırım, insanlığın esenliğine giden yolun kültürlerin kaynaşmasından, birbirini doğru tanımaktan ve tanıtmaktan, korkmadan korkutmadan, önyargısız şekilde birbirini anlamaktan geçtiğini belirterek, "Değerli misafirler, Türkiye zengin coğrafyası, binlerce yıllık tarihi, farklı medeniyet ve uygarlıklara ev sahipliği yapan bir coğrafyadır. Zengin kültürümüz, tabii zenginliklerimiz, misafir sever insanlarımız, dünya turizminde rekabet üstünlüğü sağlayacak özellikleri de beraberinde getiriyor." dedi.
 
Bugünkü Türkiye'nin dünyayla bütünleşen, bölgesinde öncü rol oynayan bir ülke olduğunu vurgulayan Yıldırım, "Bakın 2002 yılında Afrika'ya sadece 6 noktaya uçuş yaparken, bugün 44 noktaya uçuş yapıyoruz. Afrika'da sadece 11 ülkede büyükelçiliğimiz varken, bugün 40'ın üzerindeki Afrika ülkesinde büyükelçiliğimiz var. Dünyanın merkezinin olduğu toprakların birleştiği yer, Türkiye'dir. Üç kıta ile komşu olan Türkiye, tarihten gelen kültür zenginliğini, medeniyet zenginliğini komşularıyla paylaşmak ve geleceğe, gelecek kuşaklara iyi bir miras bırakmak azmindedir." değerlendirmesinde bulundu.
 
Yıldırım, Türkiye'den 3 saatlik uçuşla 52 ülkeye ulaşılabileceğine işaret ederek, şöyle devam etti:
 
"Merkezi İstanbul olan ve 3 saatlik uçuş içerisinde, 1,5 milyar insan yaşıyor ve bir yılda 30 trilyon dolarlık bir ekonomik büyüklükten bahsediyoruz. Uzağa gitmeyin, 3 saatte... Ama Avustralya'da olsanız bir şehirden bir şehre, 3 saatte gidemezsiniz. Herkes dünyanın merkezinde olduğunu iddia edebilir ama önemli olan, doğrudur merkezde olmak, çünkü dünya bir küredir, parmağınızı nereye koyarsanız orası merkezdir ama unutmayalım dünyanın 4'te 3'ü sularla kaplıdır. Kara olan bölümde de Şeysel Adaları yahut Komoros Adaları, ora da merkez ama medeniyet nerede, nüfus nerede, zenginlik nerede? Bu önemlidir. Medeniyetlerin doğduğu, dinlerin doğduğu, her türlü karışıklığın da olduğu, güzelliğin de olduğu merkezler, bu topraklardır. Ortadoğu'dur, Anadolu'dur, Balkanlar'dır, Kafkaslar'dır ve Afrika'dır. Zor bir coğrafyanın ortasında, Türkiye bir refah ve istikrar adasıdır."
 
Potansiyellerini bildiklerini ve ülkelerinin güzelliklerini ortaya çıkarmak için daha çok misafirle paylaşmak istediklerini söyleyen Yıldırım, sözlerini şöyle tamamladı:
 
"Bu yoldaki Kültür ve Turizm Bakanımızın gayretlerini takdir ediyoruz, tebrik ediyoruz, başarılarının devamını diliyoruz. Bu duygu ve düşüncelerle bu yıl üçüncüsü düzenlenen Dünya Turizm Forumu'nun ülkemize, bölgeye ve bütün insanlığa hayırlı, uğurlu olmasını diliyorum. Son olarak diyorum ki; değerli misafirler, burada lütfen kendinizi evinizde gibi hissedin, İstanbul'da kendinizi kendi şehrinizde gibi hissedin, İstanbul'un sesinde kendi sesinizi, İstanbul'un nefesinde kendi nefesinizi hissedeceksiniz. Bir kez daha Türkiye'ye bu güzel ülkeye geldiğiniz için teşekkür ediyorum." HABER-FOTO: BAŞBAKANLIK BASIN MERKEZİ