Yıldırım: 'Çözüm yolu gayri meşru bir referandum kararı değil'

Yıldırım, Türkiye'nin güney hudutlarındaki herhangi bir statü değişikliğini, herhangi bir şekilde yeni oluşumları, asla ve asla hoş görmeyeceğini belirterek, 'Kuzey Irak'ta yarın gerçekleştirilecek referandum gayri meşrudur, yok hükmündedir' ifadesini kullandı ve bu işlerin çözüm yolunun gayri meşru bir referandum kararı ile olmayacağını belirtti.

Yıldırım: 'Çözüm yolu gayri meşru bir referandum kararı değil'

Referandum sonrası yaşanacak muhtemel gelişmelerden, bu referanduma tek başına, halkına danışmadan karar veren, dünyada bütün milletlerin karşı çıktığı, BM'nin de karşı olmasına rağmen bu referandumda inat eden Kuzey Irak Bölgesel Yönetimi'nin birinci derecede sorumlu olacağına dikkati çeken Başbakan yıldırım, şunları kaydetti:
 
"Bu referandum, merkezi Irak yönetimi ile Kuzey Irak Bölgesel Yönetimi arasındaki hiçbir meseleyi çözmeyecek. Bu referandum, bölgede var olan istikrarsızlığı, otorite boşluğunu ve kaosu daha fazla körükleyecek ve bunun bedelini orada yaşayan insanlar ödeyecek. Belirli insanların, yöneticilerin hırsı, uçuk hayalleri yüzünden o bölge insanına, Kürt kardeşlerimize bu zulmü reva görenler, elbette bunun hesabını kendi halklarına başta olmak üzere, bu işe karşı çıkan herkese vereceklerdir. Onun için bu işlerin çözüm yolu; tek taraflı ve hiçbir şekilde ikazlara kulak asmadan gayri meşru bir referandum kararı değildir. Bu işin yolun oturup konuşmaktır. Sorunları müzakere edip, suhuletle ele almaktır."
 
Yıldırım, IKBY'nin tartışmalı referandum kararına ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
 
Türkiye'nin başından beri yapıcı olduğunu, Irak'ın kuzeyindeki Kürtlerin mağdur olmaması için her türlü desteği sağladığını belirten Başbakan Yıldırım, bu bölgedeki yöneticilerin bu yaklaşımı anlamadığını ve takdir etmediğini kaydetti. Yıldırım, "Ama şunu iyi bilsinler ki biz bölgenin istikrarı için, bölgede yaşayan ve uzun süreden beri DEAŞ teröründen, PKK teröründen, otorite boşluğundan büyük sıkıntılar çeken oradaki insanlara yardım elimizi uzatmaya devam edeceğiz. Bu referandum nasıl sonuçlanırsa sonuçlansın, bunun hesabını Kürtlerden, Araplardan, Türkmenlerden değil, bu yanlışta ısrar edenlerden soracağız." diye konuştu.
 
Yıldırım, bu topraklarda Kürt'üyle, Türk'üyle, Laz'ıyla, Çerkez'iyle, Arap'ıyla, Zaza'sıyla 72 millet birlikte yaşadıklarını ve buna devam edeceklerini ifade ederek, "Türkiye'de 80 milyon vatandaşımızın 16 Nisan'da verdiği karar işte bu birlikteliğin, Türkiye'nin geleceğine damgasını vuran karardır. 16 Nisan 'evet' kararı, Türkiye'nin birlikte yaşama kararıdır, birlikte kaderini inşa etme kararıdır." ifadesini kullandı.
 
Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemiyle Türkiye'de artık iktidara gelmek için yüzde 50 artı 1'e ihtiyaç olduğunu vurgulayan Başbakan Yıldırım, bunun Türkiye'nin her köşesinde yaşayan milletin desteğini almanın, tek vatan, tek millet, tek bayrak, tek devlet anlamına geldiğini belirtti.
 
Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın kutlu yürüyüşlerine başlarken "Milleti yaşat ki devlet yaşasın", "Hiçbir şey eskisi gibi olmayacak" ifadelerini kullandığını anımsatan Yıldırım, şöyle konuştu:
 
"15 yıl geride kaldı, 15 yılda dağ gibi sorunları dağ gibi hizmetlere dönüştürerek bu günlere geldik ama bu süre içinde bir yandan kalkınma, hizmet, sorunları çözmek için var gücümüzle çalışırken diğer yandan da demokrasimize, milletimize, ülkemize karşı içeride ve dışarıda gelişen hainliklere de gereken cevabı verdik. En son verdiğimiz cevap, 15 Temmuz alçak FETÖ darbe girişimidir. İşte orada bu millet destan yazmıştır, halkın gücü tankın gücünü yenmiştir. Dünyayı çepeçevre sarmaya başlayan istikrarsızlık, çatışma, ırkçılık faaliyetlerine karşı Türkiye bu bölgede bir istikrar adasıdır, bir teminattır." HABER-FOTO: BAŞBAKANLIK BASIN MERKEZİ