Yıldırım: 'Demokrasiyi daha da ileriye taşıyacağız'

Başbakan Binali Yıldırım, ATO Congresium'da düzenlenen iftar yemeğinde, 22. dönemden bugüne kadar AK Parti'de görev alan milletvekilleriyle bir araya geldi.

Yıldırım: 'Demokrasiyi daha da ileriye taşıyacağız'

Başbakan Yıldırım, burada yaptığı konuşmada, mübarek ramazan iftarında yol arkadaşlarıyla birlikte olmanın bahtiyarlığını yaşadığını belirterek, bereket, rahmet ve günahlardan arınma ayı olan ramazanın Türk milleti ve İslam alemi için huzura, barış ve kardeşliğe vesile olmasını diledi.
 
Kutlu davaya verilen emeklerin, yapılan katkıların her türlü takdirin üzerinde olduğunu ifade eden Yıldırım, "Bu dava milletin davasıdır, halkın davasıdır, büyük Türkiye davasıdır. Sizler AK Parti ailesi olarak Türkiye'nin bütünlüğünü, bütün renklerini, motiflerini temsil ediyorsunuz. Biz AK Parti'yi bir zümrenin, çıkar grubunun partisi değil, 81 vilayetin, bütün bir milletin partisi olarak kurduk ve hizmetlerimizi de ilk günden bugüne aynı anlayışla sürdürüyoruz." diye konuştu.
 
Yıldırım, AK Parti'nin 3 Kasım 2002'de, siyaset ve ekonomi alanında çok derin krizlerin yaşandığı, adeta Türkiye'nin dibe vurduğu bir durumda görevi milletten aldığını, bu kutlu yolculukta 3 Kasım 2002'den itibaren AK Parti Meclis gruplarını oluşturan milletvekillerinin gayretleriyle Türkiye'nin sıkıntılarını geride bıraktığını söyledi.
 
AK Parti kadrolarının Türkiye'ye birlik ve beraberlik ruhunu aşıladığını vurgulayan Yıldırım, sözlerini söyle sürdürdü:
 
"Sizler, Türkiye'nin aklını birleştirdiniz, ülkenin aklı ve vicdanı oldunuz. Ülkemizi karanlıklardan aydınlığa taşıyan büyük değişimin mimarları sizler oldunuz. Son 15 yılda AK Parti hükümetleri olarak Meclis çatısı altında Türkiye'nin geleceği adına çok ama çok önemli kararlara imza attık. Bazen sabahlara kadar süren yasama faaliyetleriyle sessiz devrimleri gerçekleştiren AK Parti grubunun mensuplarısınız. Türkiye gelişti, güçlendi ve milletimizin beklediği hizmetlerle buluştu. Bütün bu dönüşümlerde, gelişmeden her birimizin alın teri, akıl teri var. Allah sizlerden razı olsun. Anayasa değişikliklerinden refomlarla, yasalara... Vesayet zincirlerini kırmış bütün temel kanunlarda sizlerin emeği var. Siyasetten ekonomiye, sağlıktan eğitime, ulaşıma birçok alanda Türkiye'nin katettiği bu ilerlemelerde her birinizin büyük emeği var. AK Parti grubunun mensubu olarak sizler Türk demokrasi tarihine mührünüzü vurdunuz. Demokrasimizi, hak ve özgürlükler temelinde daha da ileriye taşıyacağız, işimiz henüz bitmedi. Geçmişte olduğu gibi bundan sonra da ülkemizin, milletimizin beklediği hedefleri gerçekleştirmek için aynı kararlılıkla çalışmaya devam edeceğiz."
 
Başbakan Yıldırım, milletin bugün mutlu ve müreffeh bir geleceğe güvenle yürüdüğünü, dev yatırımlarla güçlenen ve başarı çıtasını daha da yukarı koyan bir Türkiye'nin olduğunu, gelecek nesilelerin bütün bu gayretleri hayırla yad edeceğini dile getirdi.
 
Türkiye'nin dönüşümü için 3 Kasım'ın bir milat olduğunun altını çizen Yıldırım, şunları kaydetti:
 
"Sayın Genel Başkanımız, Kurucu Liderimiz, Cumhurbaşkanımız milletin önüne düştü, biz de onunla beraber bu kutlu yürüyüşü başlattık. 14 Ağustos 2001'de AK Parti kurulduğu gün Kurucu Genel Başkanımız Recep Tayyip Erdoğan, 'Bundan sonra hiçbir şey eskisi gibi olmayacak.' dedi. Aradan geçen 15 yılda bunun nasıl gerçeğe dönüştüğünü gördük, milletimiz gördü. Hiçbir şey eskisi gibi olmadı. Vesayet odakları bir bir ortadan kaldırıldı. Devlet ile millet arasındaki mesafe kapandı. Vatandaş devleti her zaman yanında hissetti. Devletin imkanlarını bütün vatandaşlarımızın istifadesine sunduk. Bölgeler arasında ayrım gayrım yapmadık. Etnik kimlikleri değil, milletin birliğini ön plana çıkardık. Birleştirici, üniter devlet yapısını güçlendiren siyasi kararlara imza attık. Bütün vatandaşlarımızı kucakladık, vatandaşlarımız da AK Parti'yi kucakladı, AK Parti'nin arkasında durdu ve yapılan 12 seçimde de arka arkaya partinin çıtasını daha da yükseğe çıkardı."
 
Yıldırım, milletin kendilerine güvendiğini, bu güveni boşa çıkarmadıklarını, hep birlikte bu gurur tablosunda hissedar olduklarını sözlerine ekledi.
 
Başbakan Yıldırım, AK Parti hükümetlerinin birçok reforma imza attığını belirterek, ilk olarak Milli Güvenlik Kurulunu (MGK) sivilleştirdiklerini ifade etti.
 
Yıldırım, hükümete geldikleri dönemde Avrupa Birliği uyum yasalarıyla ilgili kanunların çıkarıldığını hatırlatarak,  "Artık neredeyse uyutmaya bırakılmış Avrupa Birliği görüşmelerini canlandırdık. Farklı dillerde yayın yapılmasının önündeki engelleri kaldırdık. Siyasi partilerin kapatılmasını zorlaştırıcı düzenlemeleri gerçekleştirdik. Toplantı ve gösteri hakkının kullanılmasını kolaylaştırdık. Bilgi edinme hakkını yaygınlaştırdık. Belediye kanununu değiştirerek, hizmette yeterlilik ilkesi çerçevesinde idari ve mali özerklik getirdik. Bölgeler arası bölge içi gelişmişlik farklarını azaltmak amacıyla kalkınma ajansları kurduk. 23'üncü dönemde Cumhurbaşkanının halk tarafından seçilmesini sağladık. Farklı dil ve lehçelerde yayın yapan kanallarda ve yayın yapılan dil ve lehçelerde reklamında yapılmasını mümkün hale getirdik." diye konuştu.
 
AK Parti'nin 2002 yılından bu yana her alanda gerçekleştirdiği reformlarına değinen Yıldırım, 1 Mayıs'ı emek ve dayanışma günü olarak resmi tatil ilan ettiklerini, EMASYA protokolünü yürürlükten kaldırdıklarını, 12 Eylül 2010 tarihinde anayasa değişikliğiyle halk oylamasını gerçekleştirerek, yargıda reform yaptıklarını kaydetti.
 
Yüksek Askeri Şura kararlarına yargı yolunun açıldığını anlatan Yıldırım, şunları söyledi:
 
"Anayasa Mahkemesine bireysel başvuruyu getirdik. Kişisel verileri koruma altına aldık. Milli birlik ve kardeşlik projesini başlattık. Demokratikleşme sürecini sekteye uğratan 12 Eylül darbecilerinin yargılanmasının önünü açtık. 24'ncü dönemde bireysel başvuru yürürlüğe girdi. Eğitim sistemini daha da demokratik hale getirdik. TRT'nin Kürtçe yayın yapmasına imkan sağlayan düzenleme yaptık. 18 yaş altı çocukların, gençlerin ücretsiz sağlık hizmetlerinden yararlanmalarını sağladık. Ortaöğretimde, üniversitelerde başörtüsü ile eğitim hakkının kısıtlayan engelleri kaldırdık. Kamu görevlileri üzerindeki kılık kıyafet kısıtlamasını kaldırdık. Devlet güvenlik mahkemelerini kapattık. Özel yetkili mahkemeleri de kurduk, kapattık. Yerleşim birimlerine eski isimlerinin iadesini sağladık."
 
Binali Yıldırım, genel sağlık sigortasını uygulamaya koyduklarını, memurlara toplu sözleşme imkanı sağladıklarını, KÖYDES projesiyle köylerin tamamına hizmet götürdüklerini bildirdi.
 
‘MİLLETİN EVLATLARI OLARAK, MİLLETİN GÜCÜNE GÜÇ KATTINIZ’
 
 Şehit yakınları, gaziler, terör mağdurlarının yaralarını sarmak için ilave kamuda istihdam imkanı sağladıklarını belirten Yıldırım, "Köye dönüş rehabilitasyon projesi ile geçmiş yıllarda terörden mağdur olan köylerdeki vatandaşlarımıza tazminat ödedik. Terör nedeniyle veya terörle mücadele sonunda zarar gören vatandaşlarımızın zararını idari kararla tazmin ettik." diye konuştu.
 
Yıldırım, AK Parti çatısı altında, bu icraatları beraber başardıklarına işaret ederek, sözlerini şöyle sürdürdü:
 
 "Milletin evlatları olarak, milletin gücüne güç kattınız. Allah hepinizden razı olsun. Şimdi yeni bir döneme girdik. Yeni dönem, Türkiye'nin hükümet sistemi değişikliğini öngören anayasa ama bundan önce tabii büyük bir felaketi de milletimizin, Cumhurbaşkanımızın, Hükümetimizin kararlı tutumuyla akim hale getirdik. O da 15 Temmuz alçak darbe girişimidir. Darbe girişimi, Türk demokrasisinin, Türkiye'nin geleceğinin teminat altına alınması için bu milletin aziz evlatlarının verdiği en büyük imtihandır. O gece milyonlar akın akın meydanlara indi. Bu bayrağı indirmedi, bu ezanları dindirmedi. Böylece bir kez daha milletimiz hükümetine, ülkesine ve geleceğine sahip çıktı. AK Parti büyük meselelerin, büyük projelerin ve medeniyet yürüyüşünün hep öncüsü olmuştur. Bizim için siyaset her şeyden önce geçmişin birikimini, ecdadın mukaddes emanetini geleceğe taşımaktır. Bu aziz bayrağı, medeniyet burcuna dikmektir. AK Parti iktidarının üretim gücüyle Türkiye, krizler ülkesi olmaktan çıkarak, fırsatlar ülkesi, umut ülkesi haline gelmiştir. Bütün bunlar 15 yıllık bir süre içerisinde oldu. 15 yıllık süre içerisinde, bir Türkiye, üç Türkiye oldu. Bu değişim Türkiye'nin, dünyanın parlayan yıldızları arasına girmesine yetti. Bundan sonra da ülkemizin ufkunu çok daha aydınlık yolunu da görüyoruz. Bunun için de canla başla çalışıyoruz. Hayalini kurduğumuz büyük ve güçlü Türkiye hedefine çok uzak değiliz. İnşallah o günleri de birlikte göreceğiz."
 
Yıldırım, 22 Mayıs'ta başladığı genel başkanlık görevini Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a gururla, onurla teslim ettiğini belirtti.
 
Genel başkanlık yaptığı sürede Türkiye'nin yakın tarihinde çok konuşulacak olayların meydana geldiğini ifade eden Başbakan Yıldırım, "Gelecek nesiller bu bir yılı okurken Türkiye'nin ne kadar zor şartlardan geçtiğini mutlaka en iyi şekilde idrak edecek." diye konuştu.
 
"YURDUN HER KÖŞESİNDE OTORİTE DEVLETİN ELİNDEDİR"
 
Yıldırım, 65. Hükümetin kurulmasından kısa süre sonra Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) alçak darbe girişiminin gerçekleştiğini hatırlatarak, şunları söyledi:
 
"Bu bizim ilk sınavımız ve belki de en zor sınavımızdı. Allah'a şükür mahçup olmadık, milletimizin bize verdiği emaneti yere düşürmedik. Tehdidi, korkuyu görünce şapkasını alanlardan olmadık, milletle beraber alçaklara göğsümüzü siper ederek bayrağımızı da düşürmedik. İşte bu millet o kadar büyük bir millettir. Bu milletin önünde şapka çıkarılır. Hepimiz böyle bir milletin ferdi olduğumuz için ne kadar gurur duysak azdır. Darbeden sonra, DEAŞ örgütü ile başımız dertteydi. Canlı bombalarla sınırlarımızdan girerek canımızı yakan, çocuklarımızı, sivillerimizi şehit eden bu alçak örgüte karşı yurt dışı operasyonları başlattık. 24 Ağustos'ta verdiğimiz kararla Cerablus'tan başlayarak El Bab'a kadar 2 bin kilometrekarenin üzerindeki alanı kontrol altına almak suretiyle ülkemize dışarıdan gelen füzeleri, roketleri engelledik, can ve mal kaybının önüne geçtik. Bütün bunlar olurken dünyada ekonomilerde bozulma başladı. ABD seçimleriyle beraber özellikle gelişmekte olan ülkelerin para birimlerinde ciddi bir erozyon meydana geldi. Bunun ülkemiz ekonomisindeki olumsuz etkilerini asgari düzeye indirmek için süratle kararlar aldık."
 
Alınan kararların olumlu sonuçlarının bugün ekonomide görüldüğünü ifade eden Başbakan Yıldırım, "Eğer o kararları almasaydık bugün ciddi  anlamda bankalarımız da iş çevrelerimiz de sıkıntıya düşecekti, iflaslar aratacaktı, bankalardaki kredilerin takip oranları yükselecekti, ekonomimiz olumsuz yönde etkilenecekti. Allah'a şükür bugün ekonomik göstergeler de büyüme oranımız da iyiye gidiyor. Enflasyon da düşme eğilimine girdi. Her şey çok daha güzel olacak, yarınımız bugünden güzel olacak hiç kimsenin endişesi olmasın. Milletimiz rahat olsun" dedi.
 
Türkiye'nin üç terör örgütüyle aynı anda mücadele ettiğini, bu durumda başka bir ülkenin olmadığını dile getiren Yıldırım, "Bir yanda bölücü terör örgütü bir yanda FETÖ, diğer yanda da DEAŞ terör örgütü ve diğer ilaveleri saymıyorum. Bunlarla amansız bir mücadele veriyoruz. Allah'a şükür yurdun her köşesinde otorite devletin elindedir. Terör örgütü ayakta kalmak için dış unsurları, üst akılları devreye sokma gayreti içerisine girmiştir. Ne yaparsa yapsınlar beyhudedir, Türkiye'nin her karış toprağını bu şer odaklarından, bu alçak terör örgütünden temizleyeceğiz. Türkiye'nin her köşesinde her vatandaşımızın rahatça seyahat edebileceği, yaşayabileceği, iş tutabileceği şartları sağlayacağız" ifadelerini kullandı.
 
CUMHURBAŞKANLIĞI HÜKÜMET SİSTEMİ
 
Bir yıl içinde gerçekleştirdikleri önemli icraatlardan birinin de anayasa değişikliği olduğunu hatırlatan Yıldırım, şöyle konuştu:
 
"Şunu rahatlıkla söyleyebilirim 15 yıllık AK Parti geçmişinin en zor şartlarında biz bu anayasa değişikliğini yaptık. Hızlı bir şekilde Meclis gündemine getirdik ve Mecliste, ben çok teşekkür ediyorum bütün milletvekillerimiz, AK Parti ailesi bir oldu, beraber oldu 'Bunlar Mecliste bu anayasa değişikliği geçiremez' dediler, çeşitli spekülasyonlar yaptılar, birliğimize, kardeşliğimize halel getireceklerini zannettiler ama bunların hepsinin beyhude olduğunu bir kez daha gösterdi bu grup ve MHP ile uzlaşma halinde verdiğimiz anayasa değişikliği Mecliste kabul edildi. Ondan sonra tabii iş bitmedi, bunu millete götürmek vardı, millete onaylatmak vardı. Bu süre de 70 günlük bir süreydi. Bu da çok çetin geçti. Çok yoğun bir kampanya. Başta Sayın Cumhurbaşkanı'mız olmak üzere bizler, hepimiz bölgelerimizde, Türkiye'nin her köşesinde, yaptığımız bu değişikliğin ne olduğunu, ne olmadığını anlatmaya çalıştık. Bizim işimiz zordu, 'Hayır' tarafında yer alanların işi kolaydı. Çünkü onlar mevcudu anlatıyordu, önümüzde duran yaşadığımız, bir şeyi anlatıyorlardı. Biz ise geleceği anlatıyorduk. Geleceği satın almak o kadar kolay bir iş değil. Herkes mevcudun muhafazasını daha çok tercih eder, bilinmezi kabul etmek, ona olur vermek, kolay olmadığını biliyoruz ama samimiyetimizle her şeyi olduğu gibi vatandaşlarımızla paylaştık, vatandaşımız nihayet bize inandı ve bu değişikliğe olur verdi. Başlarken biz yüzde 30 ile başladık, 70 günde yüzde 30'u yüzde 51,4'e çıkardık. Bu az bir iş değil. Çünkü bu değişiklik sıradan, 18 anayasa değişikliği olmuş, bu onlardan biri değil. Bu sil baştan Türkiye'deki yönetim sistemini değiştiriyor."
 
Yeni sistemle darbeler, vesayet üreten, Türkiye'nin yol almasını engelleyen bir sistemin ortadan kaldırıldığını ifade eden Yıldırım, doğrudan milletin yetki verdiği bir sistemin getirildiğini söyledi. Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemiyle artık her seçimde garantili iktidar olacağını belirten Yıldırım, şunları kaydetti:
 
"Seçim oldu, 'Hangi parti kazandı, kim hükümet kuracak' diye bir şey yok. Sandıkta millet ülkeyi kim yönetecek ona karar veriyor. Beş yıl boyunca yetkiyi veriyor. Vesayetçiler avucunu yalıyor, ondan sonra kimseye iş yok. Sürekli istikrar var. Bir kere seçti vatandaş, beş yıl sonra yine gidecek sandığa tekrar seçecek. Dolayısıyla öngörü, gelecek vizyonunu gerçekleştirme, istikrar, güven var. Bu sistemle Türkiye'nin bölünme riski tamamen ortadan kalktı. Çünkü bu sisteme göre yüzde 50 artı bir oy almayan hiç kimse iktidar olamıyor. Yüzde 50 artı bir oy almak da Türkiye'nin her köşesinde destek almakla mümkün. Belirli bölgelerden oy alarak iktidar olma şansı yok. Yani o kampanya dönemindeki iddiaların aksine bu sistemle üniter yapı daha da güçleniyor. Tek millet, tek bayrak, tek vatan, tek devlet ilkesi tamamen geçerli hale geliyor. Zaten şimdi tüzüğümüze de bunu koyduk, tüzüğümüzde de en son değişiklikle bu dört temel ilkeyi partimizin programına dahil ettik."
 
Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemiyle yönetim krizlerinin de biteceğini dile getiren Yıldırım, şöyle devam etti:
 
"Kriz olabilir, olur ki meclis farklı bir kompozisyonda cumhurbaşkanı farklı bir irade. Kriz ihtimali var mı? Var ama krizden asgari etkilenecek düzenlemeler yapıldı. İcranın ihtiyacı olan bütün imkanlar, yetkiler verildi. Bu da yetmez yasamaya ve yürütmeye aynı güç verildi. Diyelim ki bir kriz oldu, yürütmede seçim kartı var, yasamanın da seçim kartı var. Dolayısıyla krizlerde sistemin kilitlenmesin değil, uzlaşmanın önünü açıyor. Sitem tamamen Türkiye'nin ihtiyaçlarına göre kurgulanmış ve yıllardan beri yaşadığımız sorunları ortadan kaldıracak bir anlayışa göre planlanmıştır. Getirdiğimiz bu değişiklikle öngördüğümüz Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi bir başka ülkeden kopya edilmiş bir sistem değildir. O başka ülkelerde iyi çalışan yönler alınmış, çalışmayan yönleriyle de biz kendi değerlerimizle, tecrübelerimizle değişiklik yaparak bu sistemi getirdik. İnşallah bu sistem 3 Kasım 2019'da yapılacak meclis ve cumhurbaşkanlığı seçimleriyle tamamen yürürlüğe girmiş olacak. Bunun üç maddesi yürürlüğe girdi. Birincisi Cumhurbaşkanı'mızın partiyle ilişiğinin kurulmasıydı. Bu tamamlandı, Cumhurbaşkanı'mız önce üye olduğu sonra büyük kongremizde genel başkanımız oldu. İkinci madde Hakimler ve Savcılar Kuruluydu, yeniden yapılandırıldı. Bu da bitti. Seçimleri de yapıldı, bu çarşamba günü görevlerine başlayacaklar. Bir üçüncü konu da askeri yüksek mahkemelerin kaldırılması. Bunların kapatılma işlemleri de devam ediyor."
 
Değişiklikle ilgili diğer konuların 2019'daki seçimlerin ardından yürürlüğe gireceğini aktaran Başbakan Yıldırım, bu süreçte yapılması gereken düzenlemelerin olduğunu belirtti. Bir yandan Meclis'in yasal düzenlemeleri yapacağını diğer yandan da hükümet olarak verdikleri sözleri gerçekleştirmek için çalışacaklarını dile getiren Başbakan Yıldırım, "Bu salonda bir kez daha gördük ki AK Parti'de eski, yeni diye bir şey yok. Ne var? Biz birlikte Türkiye'yiz, sen, ben yok, biz varız. Hepinize çok teşekkür ediyorum, davetimize icabet ettiniz, bu iftar sofrasında bizlerle beraber oldunuz, hepinizden Allah razı olsun" dedi. HABER-FOTO: İHA