Yıldırım: 'Kıbrıs'ta çözüm adil ve kalıcı olmalı'

Başbakan Binali Yıldırım, İngiltere Başbakanı Theresa May, Çankaya Köşkü'nde gerçekleştirdikleri baş başa ve heyetler arası görüşmede, Kıbrıs konusuna değindi ve 'Kıbrıs'ta çözüm her iki toplumun beklentilerini karşılamalı, adil ve kalıcı olmalı' açıklamasında bulundu.

Yıldırım: 'Kıbrıs'ta çözüm adil ve kalıcı olmalı'

Toplantıda konuşan Yıldırım, Türkiye'ye resmi ziyaret gerçekleştiren İngiltere Başbakanı May ve heyetini Ankara'da ağırlamaktan duyduğu memnuniyeti dile getirdi.
 
May ile ikili ilişkileri etraflıca görüşme ve konuşma fırsatı bulduklarını ifade eden Yıldırım, başta güvenlik olmak üzere ekonomi alanında mevcut iş birliğinin daha da geliştirilmesi konusunda, kapsamlı görüşmeler gerçekleştirdiklerini, bu konularda her iki tarafın da ortak iradenin mevcut olduğunu teyit ettiğini belirtti.
 
Bu iradenin somutlaştırılmasında, 2010'da Türkiye ile Birleşik Krallık arasında stratejik ortaklık kurulması hedefine yönelik gerçekleştirilen görüşmenin çerçeve ve yol göstericiliğinin esas alındığını bildiren Yıldırım, Türkiye ve Birleşik Krallık'ın, ekonomilerinin entegre, ulusal güvenlikleri de sıkı sıkıya ilişkili olduğunu söyledi.
 
İki ülke arasındaki stratejik ortaklığın kuvvetli bir zemine sahip olduğunu vurgulayan Yıldırım, bu ortaklığı, günümüzdeki şartlar ve bölgesel olayları da dikkate alarak hem ikili hem de küresel anlamda kapsamlı bir boyuta taşıma konusunda iradelerini ifade ettiklerini aktardı.
 
 "İKİ ÜLKE YENİ BİR SAVAŞ UÇAĞI GELİŞTİRME PROJESİ ÜZERİNDE ÇALIŞACAK"
 
Başbakan Yıldırım, savunma sanayisi alanında iş birliğininin daha ileriye taşınması için Milli Muharip Uçak Projesi'ni geliştirmeye yönelik Türk Havacılık ve Uzay Sanayii A.Ş. (TAI) ile İngiliz savunma devi BAE Systems arasında çerçeve sözleşme imzalandığını bildirdi.
 
Sözleşmeyle her iki firmanın karşılıklı olarak yeni bir tip savaş uçağı geliştirme projesi üzerinde çalışacaklarını belirten Yıldırım, teknoloji, bilgi alışverişi, karşılıklı insan kaynak ve kapasitesinin artırılması konularında da ortak gayret göstereceklerini belirtti.
 
Milli Muharip Uçak Geliştirme Projesi'nin (TF-X) Türkiye Cumhuriyeti hükümeti ve Birleşik Krallık hükümetinin desteklediği önemli bir proje olduğunu aktaran Yıldırım, projenin, savunma alanında her iki ülkenin gücünü daha ileriye taşıyacağına dikkati çekti.
 
Terörün günümüzde en önemli tehditlerden biri olduğunu dile getiren Yıldırım, "Terörün günümüzde önemli tehditlerden birisi olduğunu göz önüne aldığımızda havaalanlarının güvenliği, havaalanlarına gelen giden yolcuların terörle bağlantısının olup olmadığı veya terörist ataklara karşı gerekli emniyet tedbirlerinin eksiksiz alındığının teyit edilmesi amacıyla karşılıklı havaalanlarının güvenliği konusunda her iki ülkenin sivil havacılık idareleri birlikte çalışacaklar. 2017 yılı boyunca birtakım tatbikatları gerçekleştirecekler." diye konuştu.
 
Yıldırım,  böylece Türkiye'den İngiltere'ye giden, İngiltere'den Türkiye'ye gelen yolcuların, daha güvenli seyahat etme imkanına kavuşacağını açıkladı.
 
"BİRLEŞİK KRALLIK, TÜRKİYE'YE OLAN DESTEĞİNİ ANINDA GÖSTERDİ"
 
İngiltere Başbakanı May'in, görüşmelerde, hükümete yönelik desteğini bir kez daha dile getirdiğini ifade eden Yıldırım, sözlerini şöyle sürdürdü:
 
"Bu destek, birinci olarak 15 Temmuz'da ülkemizde yaşadığımız hain darbe girişimi ve bu darbe girişiminin hemen arkasından Birleşik Krallık'ın açık bir şekilde Türkiye'de demokrasiden, milli iradeden yana ortaya koyduğu net tavırdır. Gerek büyükelçi gerekse Birleşik Krallık hükümeti, üst düzey yetkilileri bu konuda dayanışmasını, Türkiye'ye olan desteğini anında göstermiş ve bu surette Türk halkının doğrusu sevgisini, desteğini kazanmıştır. Bunun için kendilerine bir kez daha teşekkür ediyorum."
 
Türkiye'nin DEAŞ, PKK, YPG ve DHKP-C başta olmak üzere terör örgütleriyle mücadele ettiğine dikkati çeken Yıldırım, "Bir sürü terör örgütü var, bir gün biri çıkıyor sonra onu yok ediyorsunuz, başka bir kısaltma isimle bir başkası daha çıkıyor. Dolayısıyla ne kadar kılık, isim değiştirirse değiştirsinler icraatları, yaptıkları alçaklık değişmiyor." diye konuştu.
 
Yıldırım, görüşmede, terörle mücadeleyi anlatma fırsatı bulduklarını, bu konuda da Suriye başta olmak üzere Irak'ta ve bölgede, DEAŞ başta olmaz üzere her türlü terör örgütüne karşı daha fazla iş birliği yapılması gerektiği konusunda tam bir mutabakat sağladıklarını bildirdi.
 
Yıldırım, "15 Temmuz darbe girişiminin asıl aktörü konumunda olan Fetullah Gülen Terör Örgütü'nün bütün dünyada olduğu gibi İngiltere'de de bilinen faaliyetleri var. Bu faaliyetler konusunda kendisine bilgi aktarma fırsatımız oldu. Bu suç örgütünün uzantılarına hukukun içerisinde gereğinin yapılmasını da Sayın Başbakan'dan talep ettik." dedi.
 
"BİZİM DE ARZUMUZ, KIBRIS'TA BİR ÇÖZÜME ULAŞILMASI"
 
Kıbrıs konusunda da görüş alışverişinde bulunduklarını aktaran Yıldırım, bugünlerde Kıbrıs'ta bir çözüm arayışının bütün hızıyla devam ettiğini vurguladı.
 
Başbakan Yıldırım, "Bizim de arzumuz, Kıbrıs'ta bir çözüme ulaşılmasıdır. Tabii çözüm her iki toplumun beklentilerini karşılamalı, adil olmalı, iki kesimliliğe dayanmalı ve kalıcı olmalıdır. Bu konuda garantör devletlerden Birleşik Krallık ve Türkiye olarak en fazla memnun olacak bizleriz." ifadesini kullandı.
 
Yıldırım, Kıbrıs'ta yaşayan insanların güvenliğinin garanti altına alınması, geçmişte yaşanan olayların tekrarlanmaması gerektiğini vurgulayarak, şunları kaydetti:
 
"Bunun da yolu, var olan güvenlik ve garantilerin devam etmesinden geçiyor. Bu görüşlerimizi paylaşma fırsatı bulduk. Bölgede, Suriye'de, Irak'ta otorite boşluğundan kaynaklı terör faaliyetlerine karşı iş birliğini, ilgili diğer bütün ülkelerle beraber daha da artırılması ve bu karışıklıklardan dolayı orada, ölümlere son verilmesi, ayrıca mülteciler konusunun sadece birkaç ülkenin meselesi değil bütün insanlığın sorunu olduğu bilincinden hareketle Türkiye'nin bu konuda aldığı sorumluluğa bütün ülkelerin güçleri oranında ortak olmasının gerekli olduğunu da ifade ettik, bu görüşlerimizi de paylaştık."
 
“TÜRKİYE-İNGİLTERE İLİŞKİLERİNİ AVRUPA BİRLİĞİ’NDEN BAĞIMSIZ GELİŞTİRME YÖNÜNDE ÇALIŞMA BAŞLATILIYOR”
 
Başbakan Yıldırım, İngiltere'nin AB'den bir referandumla çıkma kararı aldığını hatırlatarak, "Bu kararın gereğinin yerine getirilmesi Sayın Başbakan'ın önündeki en önemli konulardan biri. Dolayısıyla bu yeni duruma göre, Türkiye-İngiltere ilişkilerinin de Avrupa Birliği'nden bağımsız olarak nasıl geliştirileceği yönünde de bir çalışma başlatılmasına karar verdik. Bu çalışma çıkış süreciyle eş zamanlı yürüyecek. Çıkış tamamen gerçekleştiğinde de İngiltere ile Türkiye arasında serbest ticaret anlaşması imzalanması için ilgili bakanlar karşılıklı çalışmalarını sürdürecekler." diye konuştu.
 
Bu konuda Ekonomik ve Ticaret Ortaklığı Komitesinin toplantılara başladığını anlatan Yıldırım, toplantıların ileriki süreçte de devam edeceğini söyledi.
 
İngiltere ve Türkiye arasındaki ilişkilerin sadece ticaretle sınırlı olmadığını ifade eden Yıldırım, iki ülkenin nüfusu, imkanları ve Türkiye'nin içinde bulunduğu coğrafya düşünüldüğünde ticaret potansiyelinin daha fazla olduğunu bildirdi.
 
Yıldırım, iki ülke arasında daha büyük hacimlerde ekonomik iş birliği ve yatırım fırsatları olduğunun altını çizerek, "Üçüncü ülkelerde müşterek yapılabilecek çok iş var. Bütün bunları Sayın Başbakan ile konuşma fırsatı bulduk ve aynı düşüncelere sahip olduğumuzu, memnuniyetle gördük." dedi.
 
Türkiye'de, İngiltere menşeili 3 bine yakın şirket olduğuna dikkati çeken Yıldırım, Türkiye'nin ekonomisine, istihdamına katkı sağlayan bu şirketlere her türlü desteğin verildiğini aktardı.
 
Türkiye'deki firmaların da İngiltere'de yatırımları bulunduğuna işaret eden Yıldırım, "Bunların sayısını daha da artırmayı arzu ediyoruz. Gerçi kısa vadede 20 milyar dolar karşılıklı ticaret hedefi koyduk ama zaten 16 milyarı bulmuş durumda. Eminim ki kısa sürede bu hedefi büyütme ihtiyacı doğacak. Bunun için de biraz daha fazla gayret göstermemiz gerekiyor." ifadelerini kullandı.
 
"KAPILARIMIZI SONUNA KADAR AÇTIK, YİNE GELİRSE YİNE ALACAĞIZ"
 
Başbakan Yıldırım, gazetecilerin sorularını da cevapladı.
 
Yıldırım, yabancı bir gazetecinin, "Türkiye diğer bütün ülkelerden çok daha fazla mülteciye ev sahipliği yaptı ve Müslümanların çoğunlukta olduğu bir ülkenin Başbakanı olarak sizler, başka bir NATO üyesi ülkenin mültecileri yasaklaması sonrasında ne hissettiniz?" sorusu üzerine mülteci meselesinin küresel bir konu olduğunu vurguladı.
 
Dünyada 55 milyon mülteci olduğunu dile getiren Yıldırım, "Dünyada Birleşmiş Milletlere üye ülkelerin sayısı 200 civarında, 150'sinden daha fazla nüfusa sahip. Dolayısıyla bu sorunu yok sayamayız, görmezden gelemeyiz, duvarları da yükselterek bu işi çözemeyiz. Bu işin çözümü, daha fazla iş birliği, sorun olan bölgelerdeki sorunu çözmek için daha fazla irade. Kimse durup dururken evinden, barkından, vatanından uzaklaşmaz. İnsanlar canlarını kurtarmak için geliyorlar. Biz kapılarımızı sonuna kadar açtık, yine gelirse yine alacağız çünkü bizim inancımız, kültürümüz, değerlerimiz bize böyle söylüyor." şeklinde konuştu.
 
Başbakan Yıldırım, ihtiyacı olan insanlara mutlaka yardım edilmesi gerektiğine işaret ederek, Türkiye'nin mülteciler için bugüne kadar kendi bütçesinden 26 milyar dolar harcadığını, gelen toplam yardımın ise 700 milyon dolar civarında olduğunu belirtti.
 
"Yardım gelse de gelmese de biz bu işi yapmaya devam edeceğiz" diyen Yıldırım, bölgede barış ve huzur sağlanana kadar bu insanlara ev sahipliği yapılmaya devam edileceğini söyledi.
 
Bölgedeki Fırat Kalkanı Operasyonu ile 2 bin metrekarelik alanın DEAŞ'tan temizlendiğini hatırlatan Yıldırım, konuşmasını şöyle sürdürdü:
 
"Türkiye'deki göçmenlerin bir kısmı, 40 bin- 45 bin kadarı tekrar döndüler, köylerine, evlerine yerleştiler. Tekrar hayata tutunmaya başladılar. Bunun aslında bütün Suriye'de, bütün Irak'ta olması lazım. Bunu nasıl sağlayacağız? Bir kere DEAŞ'ı oradan tamamen yok edeceğiz. YPG'yi, PYD'yi bunlar PKK ile aynıdır, isimleri farklı olabilir ama bu terör örgütlerini bölgeden temizleyeceğiz. Burada Suriye'de siyasi çözüm, kalıcı barış sağlanacak. DEAŞ'tan Irak temizlenince oralarda da huzur gelecek ve böylece insanlar evlerine dönecekler.
 
Bölgesel sorunları çözmek oradaki sorunlardan kaçanlara kapıları kapatmakla olmuyor. Neticede uluslararası camianın, BM'nin, bütün ülkelerin daha fazla gayret gösterip sorunlar büyümeden çözüm üretmeleri esas olandır. Bu konuda biz uluslararası camiadan, dostlarımızdan şunu bekliyoruz, Türkiye'nin yükünün hafiflemesi için daha fazla ellerini taşın altına koysunlar. Takdir etmelerini takdir ediyoruz ama yetmez, yük almalarını da bekliyoruz."
 
"HİÇBİR TİCARET, İNSAN HAKKIYLA PAZARLIK KONUSU OLMAZ"
 
ABD Başkanı Donald Trump'ın mültecilerin ülkeye girişini yasaklamasıyla ilgili soru üzerine de Başbakan Yıldırım, insan haklarının pazarlık konusu olmayacağını vurguladı.
 
Mülteci sorununun duvar örmekle çözülemeyeceğinin altını çizen Yıldırım, şunları kaydetti:
 
"Uzun vadede onun sebeplerini ortadan kaldırmamız, bölgesel kalkınma farklılıklarının ortadan kalkması lazım. Bölgesel anlaşmazlıkların çözümü için Birleşmiş Milletler şemsiyesinde daha fazla gayret göstermemiz lazım. Yani siz duvar örersiniz, duvar çözüm olmaz, birikir, birikir o duvarlar da yıkılır. Berlin Duvarı da yıllarca durdu durdu birgün yerle bir oldu. Niye? Çünkü değişimin önünde durulamaz. Değişimi yakalamak lazım. Bölgesel sorunları halının altına süpürmekle sorunları çözemeyiz. Sorunların üzerine gitmemiz lazım, büyümeden çözmemiz lazım. Dolayısıyla Amerika'nın yeni yönetiminin kararlarının içeriğini çok bilmiyoruz. Kulaktan duyma laflarla bunu değerlendirmek erken bir değerlendirme olur ama asıl çözüm, sorunların esasına inip, sorunu ortaya çıkaran kaynakları ortadan kaldırmaktır. Refah farkının azaltılması lazım. Küresel refahın, adil paylaşımın sağlanması yönünde daha çok gayret göstermektir."
 
İngiltere'nin AB'den ayrılma kararına ilişkin olarak da Yıldırım, "Brexit konusu Birleşik Krallığın konusudur. İngiltere halkı, Galler, İskoçya, Kuzey İrlanda böyle bir karar verdiler. Onların kararlarına bizim bir laf söylememiz gerekmez ama gümrük birliğini sağlamak ikili olarak buna engel değil. Avrupa Birliği ile gümrük birliğini geliştirmek, güncellemek buna engel değil. Biz nitekim bu aylarda Avrupa Birliği ile gümrük birliğini güncellemek için görüşmelere başladık. Aynı şekilde İngiltere ile de serbest ticaret anlaşması görüşmelerimizi eşzamanlı olarak yürüteceğiz. Biz prensip olarak dört özgürlükten yanayız. Dünya dört özgürlüğe eninde sonunda gitmelidir. İnsanların serbest dolaşımı, sermayenin serbest dolaşımı, hizmetlerin serbest dolaşımı, malların serbest dolaşımı. Bu sağlandığı oranda küresel huzur, barış sağlanacak, mülteci meselesi ve anlaşmazlıklar da azalacak. Uzun vadeli hedef, bütün ülkeler için bunun olması lazım geldiğini düşünüyorum." değerlendirmesinde bulundu. HABER-FOTO: BAŞBAKANLIK BASIN MERKEZİ