Yıldırım: 'Türkiye'de demokrasi standartları yükselirken, Avrupa'da düşüyor'

Başbakan Binali Yıldırım, anayasa değişikliği halk oylaması sürecinde partisince Kent Meydanı'nda düzenlenen mitingde halka hitap etti. Yıldırım, Türkiye'de demokrasinin standartları yükselirken, Avrupa'da düşmeye başlıyor' dedi.

Yıldırım: 'Türkiye'de demokrasi standartları yükselirken, Avrupa'da düşüyor'

Konuşmasına Karabük'ü, ilçelerini, emekçilerini selamlayarak başlayan Başbakan Yıldırım, Karabük'ün 2002'den bu yana kendilerini hiç yalnız bırakmadığını söyledi ve bu beraberliğin daim olmasını diledi.
 
15 Temmuz akşamı askerin içine sızmış alçak, hain bir grubun ülkeyi işgal etmeye, milletin iradesini teslim almaya çalıştığını anlatan Yıldırım, bu güzel memleketi birilerine peşkeş çekmeye çalışan alçak FETÖ'ye, onun teröristlerine karşı Karabüklülerin bu meydanı doldurduğunu, onlara gereken dersi verdiğini belirtti.
 
Başbakan Yıldırım, sözlerine şöyle devam etti:
 
"O gece halkın gücü, tankın gücünü yenmiştir. Helikopteriyle, toplarıyla, tüfekleriyle bu milleti sindirmeye çalışacaklarını zannedenler, dersi Karabük'te almışlardır. Zelil olmuşlardır. Bu büyük milleti korkutabilirler mi? Bu millet abdestini aldı, namazını kıldı, anasıyla, babasıyla vedalaşıp meydanlara indi. Elinde ay yıldızlı bayrağımız meydanları doldurdu. Hamdolsun o gece destan yazdınız. 15 Temmuz, Türkiye'nin bir kahramanlık destanıdır. Hem Fetullahçı teröristlere hem de onun ipini elinde tutanlara gereken cevabın verildiği gündür. Bu millet tarih boyunca çok düşmanlıklar gördü, bu millet büyük imtihanlarla karşılaştı. Allah'a şükür, hamdolsun akılla, cesaretle bir, beraber olarak bu belayı da atlattık. Diz çöktürdük ama diz çökmedik. 15 Temmuz'da Türkiye saldırıların en alçağını, en namerdini yaşadı. Bu sefer mert bir düşmanla değil, namert hainlerle savaştık. Ümmetin duası bizimleydi, milletin duası bizimleydi. Dik durduk, sağlam durduk, bu alçaklara cevabını verdik. Şimdi inlerine giriyoruz. Bu ülkeye, bu millete silah doğrultmak nedir, onlara tek tek gösteriyoruz."
 
"MHP BU GERÇEĞİ GÖRDÜ"
 
15 Temmuz gecesinden itibaren MHP'nin bu gerçeği, Türkiye'nin beka sorununu gördüğünü dile getiren Binali Yıldırım, AK Parti ve MHP olarak bir araya geldiklerini, "ülke bir daha bu alçakça kalkışmalara, darbelere maruz kalmasın" diye bir anayasa değişikliği hazırladıklarını söyledi.
 
Yıldırım, bu çalışmada kendileriyle beraber olan MHP'ye, Genel Başkanı Devlet Bahçeli'ye ve MHP'lilere teşekkür etti.
 
Anayasa teklifinin milletin önünde olduğunu, 16 Nisan'da milletin onayından geçeceğini ifade eden Başbakan Yıldırım, milletin tarihi bir karar vereceğini kaydetti.
 
"Ülkücü, milliyetçi kardeşlerim, AK Parti'li vefakar yol arkadaşlarım, 16 Nisan'da Türkiye'nin aydınlık yarınları için hazır mısınız?" diye soran Yıldırım, alandakilerin hep bir ağızdan "Evet" demesi üzerine, "Karabük işi bitirmiş, bitirmiş. Karabük rekora gidiyor, rekora. 16 Nisan akşamı gözüm ekranda, kulağım Karabük'te olacak. Karabük'ten gelen Türkiye rekoru apayrı, bizim için büyük bir zafer olacak. Buradan söz veriyorum, Karabük Türkiye birincisi olunca ilk ziyaretimi Karabük'e yapacağım." diye konuştu.
 
Binali Yıldırım, ülke ve millet olarak tarihi bir dönemden geçildiğini belirterek, şunları söyledi:
 
"Ülkemizi muasır medeniyetler seviyesine çıkaracak, Türkiye'ye çağ atlatacak bir değişimin arifesindeyiz. Milletimizin refahını, huzurunu, güvenliğini artıracak, 80 milyonun birliğini, kardeşliğini daha da güçlendirecek bir değişim yaşayacağız. Sevgili Karabüklüler, 14 yıl boyunca bize hep destek oldunuz. Biz de emanetinizi hiç yere düşürmedik. Bugüne kadar ne yaptıysak size sorduk, öyle yaptık. 'Yap' dediniz yaptık, 'yapmayın' dediniz orada durduk. Hazırladığımız bu anayasa değişikliğini Meclise getirdiğimizde dedik ki; 'Bu teklif 367 oyla geçse bile biz bunu millete götüreceğiz'. Ama CHP ne dedi? 'İsterse yüzde 98 ile kabul edilsin, tanımayız'. Ben de diyorum ki; Sen tanısan ne olur, tanımasan ne olur? Millet de seni tanımaz."
 
Türkiye'nin çok partili hayata 1950'de geçtiğini ve 67 yıl içerisinde çok sayıda hükümet kurulduğuna değinen Başbakan Binali Yıldırım, 67 yıl içerisinde İngiltere'de 15, Almanya'da 24, Amerika'da 17, Fransa'da 11 hükümet kurulduğunu belirtti.
 
Türkiye'de ise 67 yılda 65 hükümetin kurulduğuna işaret eden Yıldırım, diğer ülkelerde hükümet sürelerinin 4-5 yıl, Türkiye'de de bu sürenin 17 ay olduğunu bildirdi.
 
Kısa süre görevde kalan hükümetler döneminde, ekonominin büyümeyeceğini, refahın artmayacağını anlatan Yıldırım, AK Parti'nin 2002 yılında iktidara geldiğini ve Türkiye'nin teminatı olduğunu vurguladı.
 
AK Parti iktidarları döneminden önce yaşananları da anımsatan Yıldırım, koalisyon hükümetlerinin nasıl kurulduğuna ilişkin bilgiler verdi.
 
"TÜRKİYE İLELEBET BAĞIMSIZ YAŞAMAYA DEVAM EDECEK"
 
Başbakan Yıldırım, "Rahmetli Erbakan, Çiller hükümet kurdular. Protokol yaptılar. Bir sene biri başbakan, bir sene diğeri başbakan olacak. Bir sene sonra başbakan değişecek, cumhurbaşkanı 'kızım' dediği o Tansu Çiller hanıma görevi vermedi, gitti bir adama verdi, Yalım Erez diye. Arkasında kimse olmayan biri." ifadelerini kullandı.
 
Yaşananların ardından Türkiye'nin kaybettiğine dikkati çeken Yıldırım, ekonominin çöktüğünü, milletin sorunlarının büyüdüğünü vurguladı.
 
Milletin sandıkta dediğini, herkesin yapması gerektiğini vurgulayan Başbakan Yıldırım, şöyle devam etti:
 
"2002'de rahmetli Ecevit, göklere çıkaramadığı Ahmet Necdet Sezer'i getirdi, başa geçirdi. Bütün partilerden gitti, destek aldı. En önce kendisi bozuştu. Niye? Bu sistemin yapısında sakatlık var, iki başlılık var. Bu sistem babayı oğula düşürür. Şimdi AK Parti var, bizim aramızda ayrı gayrı yok ama sadece AK Parti'ye göre bir sistem inşa edilmez. AK Parti, Recep Tayyip Erdoğan, Binali Yıldırım fanidir, gelir geçer ama Türkiye, bekası için ilelebet bağımsız olarak yaşamaya devam edecek. Onun için güçlü sistem inşa etmemiz lazım. Bir daha 60, 80 darbesini, 28 Şubat'ı yaşamamamız lazım.”
 
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile uyumlu çalıştıklarını anlatan Yıldırım, geleceği düşünmek zorunda olduklarını ifade etti.
 
"TÜRKİYE'YE YILLARCA TUZAK KURDULAR"
 
Öngörülen anayasa değişikliğinin 20 yıl önce yapıldığında şu anda kişi başı milli gelirin 25 bin dolara ulaşacağını bildiren Yıldırım, geç kalınan her günde Türkiye'nin ve milletin kaybı olduğunu belirtti.
 
Başbakan Yıldırım, şunları söyledi:
 
"Bugüne kadar ne yaptıysak millet için, memleket için yaptık. Bu mesele sen, ben meselesi değildir. Bu, memleket meselesidir. Bu doğrudan doğruya Türkiye'nin gelecek meselesidir. Türkiye'nin kalkınmasından, ilerlemesinden rahatsız olanlar, Türkiye'ye yıllarca tuzak kurdular. Yeri geldi terör örgütleri, gazete manşetleri, vesayet odaklarıyla millete ayar vermeye çalıştılar. Demokrasiye tanklarla balans ayarı vermeye çalıştılar. Türkiye'nin geleceğiyle, kaderiyle oynadılar. O eski alışkanlıklar 15 Temmuz'da da tekrar edildi ama bu sefer alçaklar tarafından. Ne dedi millet? 'Dur bir dakika millet varsa zillet olmaz, millet varsa zafer vardır' ve o gün dünyaya demokrasi dersini verdi. Siz verdiniz. Dünyaya bayrağın, ezanın, demokrasinin nasıl muzaffer olacağını, tankların, tüfeklerin, uçakların nasıl yerle bir olacağını göğsünüzü siper ederek, sizler gösterdiniz. İşte böyle büyük bir milletin evladı olmaktan ne kadar gurur duysanız azdır."
 
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nu eleştiren Yıldırım, "Bu işi Kılıçdaroğlu orada burada, yalan dolan, memleket kazan bu kepçe dolaşıp duruyor, karıştırıp duruyor." diye konuştu.
 
"Anayasa Mahkemesi cumhurbaşkanına bağlı olacak" şeklindeki eleştirilere değinen Yıldırım, "Bu kadar yalan olmaz. Şimdi cumhurbaşkanı Anayasa Mahkemesine 14 üye atıyor, mevcut sistem, biz bunu değiştirmiyoruz. Ne yapıyoruz biliyor musunuz? 17 üyesi var, ikisini çıkarıyoruz, 15'e düşürüyoruz. Niye düşürüyoruz? Çünkü darbe döneminden kalan askeri mahkemeler vardı. Askeri Yargıtay, Askeri Yüksek İdare Mahkemesi. Onları kaldırdığımız için bu değişiklikte onlar gidiyor. Artık mahkemelerin askeri, sivili yok, mahkeme mahkemedir kardeşim, geleceksin, hesabını vereceksin, orada rütbe geçmez, orada adalet geçer."
 
"BUNLAR OKUMUYOR, OKUMADAN ÜFÜRÜYORLAR"
 
Anayasa değişikliğiyle üye sayısının 15'e düşürüldüğünü ve başka bir değişiklik olmadığını dile getiren Yıldırım, "Ama yalanın bini bir para, yalan söyleyip de ölen var mı? Ama çıkıp ne diyorlar, 'Evet derseniz Anayasa Mahkemesi cumhurbaşkanlığına bağlanacak'. 'Gözüne, dizine dursun' diyeceğim ama demeyim hadi. Allah ıslah etsin. 'Anayasa Mahkemesi, cumhurbaşkanının istediğini atayacak'. Yok, aslı fesli yok. Bunlar okumuyor, bunlar okumadan üfürüyorlar, üfürükçü bunlar." dedi.
 
"Peki bunlar nereden uyduruyorlar?" diye soran Yıldırım, sözlerini şöyle sürdürdü:
 
"Bunların tarafsız diye yere göğe sığdıramadığı bir cumhurbaşkanı vardı. Ahmet Necdet Sezer. Hatırlıyorsunuz değil mi? O zat cumhurbaşkanı olunca Anayasa Mahkemesi üyeliğine kimi atadı biliyor musunuz? Bir üniversiteden arkadaşını. 'Ne var bunda' diyeceksiniz. Bitmedi, o zat atandı bir de baktık ki adam Cumhuriyet Halk Partisi üyesi. Bak bak bak tarafsız CHP'ye bak. Ama bunların eski alışkanlığı. Tek parti döneminde her şey bunlardı, genel başkan da cumhurbaşkanı da parti başkanı da her şey. Tek adam arıyorsan geçmişine bak, geçmişinize bakın. Bunlar bu yalanları, iftiraları kendileri de biliyorlar ama işlerine gelmiyor. Burada kafalarında 'tarafsız' demek 'CHP'li olmak' demek. Bu yalanları, iftiraları bizzat harekete geçiriyorlar."
 
"MİLLETİN GÖZÜNÜN İÇİNE BAKA BAKA YALAN SÖYLÜYORLAR"
 
Anayasa değişikliğinin gerçekleşmesi halinde Türkiye Büyük Millet Meclisinin yetkilerinin kısıtlanıp, azaltılacağına yönelik de eleştirilerin bulunduğunu anımsatan Başbakan Yıldırım, "Bu da kuyruklu yalan. Yalan var, yaldızlı yalan var, kuyruklu yalan var, envaiçeşit yalan var. Türkiye Büyük Millet Meclisi şu anki sisteme baktığımız zaman Hakimler Savcılar Yüksek Kuruluna üye atayamıyor, milletin seçtiği Meclis hakimlerin, savcıların hakkında karar verecek kurula üye atayamıyor." dedi.
 
Yıldırım, TBMM'nin mevcut şartlarda cumhurbaşkanını seçime götüremediğini, sadece hükümet kurulamaması halinde 45 gün içinde mecburi seçime gidildiğini, 7 Haziran seçimleri sonrası bu durumun yaşandığını hatırlattı.
 
TBMM'nin cumhurbaşkanı suç işlese de yargılayamadığını söyleyen Yıldırım, "Hani nerede Meclisi yok ediyoruz, Meclisi zayıflatıyoruz, işlevsiz hale getiriyoruz'. Görüyorsunuz hepsi yalan. Bunlar milletin gözünün içini baka baka yalan söylüyorlar. Önce adam gibi açın da şu anayasa değişikliği ne diyor, ne demiyor bir okuyun be kardeşim." ifadesini kullandı.
 
"BU DEMOKRASİ DEĞİL, STATÜKODUR, ESKİ TÜRKİYE ALIŞKANLIĞIDIR"
 
Anayasa değişikliğiyle, TBMM'nin Hakimler ve Savcılar Yüksek Kuruluna 7 üye atayacağını ifade eden Yıldırım, "Sizin adınıza atayacak, sizden aldıkları yetkiyle bunu yapacak. Milletin atadığına laf edeceksin, bürokrasinin kendi içinde atadığına ses etmeyeceksin. Bu demokrasi değil, bu statükodur, bu eski Türkiye alışkanlığıdır. Millete, vekillerine güvenmemektir. Türkiye Büyük Millet Meclisi artık cumhurbaşkanını seçime götürebilecek. Yani cumhurbaşkanını bu yeni sisteme göre siz seçtiniz, iyi çalışmadı, yanlış işler yaptı. Meclis karar verip seçime gidebilecek." değerlendirmesinde bulundu.
 
Başbakan Yıldırım, TBMM'nin bu yönde bir karar vermesi durumunda, hem kendini hem de cumhurbaşkanını seçime götüreceğini vurgulayarak, şunları kaydetti:
 
"Tersi de mümkün. Cumhurbaşkanı Meclis ile anlaşamadı, seçim kararı alabilir, bu sefer kendisi de gidiyor, Meclis de gidiyor. Niye? Çünkü seçimi aynı gün yapıyoruz. Biri yazın biri kışın değil. Aynı günde Meclis seçimi de var, cumhurbaşkanı seçimi de var, iki sandık. Birine cumhurbaşkanı, birine Meclis... Aynen Karabük Belediye Başkanını seçer gibi. Birine belediye başkanına oy atıyorsunuz, bir de meclis üyelerine. İcabında başka partiden olabilir başkan, meclis başka partinin çoğunluğu olabilir, normal. Şimdi bir sorun oluyor mu? Güzel çalışıyorlar ama neden? Çünkü yetkiyi siz veriyorsunuz, sandıkta veriyorsunuz."
 
Yıldırım yaptığı konuşmada, cumhurbaşkanlığı hükümet sistemine ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
 
Başbakan Yıldırım, TBMM'nin yeni sistemde cumhurbaşkanını, bakanları, yardımcılarını Yüce Divan'a sevk edebileceğini söyledi.
 
Meclisin etkinliğini kaybettiği iddiasının doğru olmadığını vurgulayan Yıldırım, "Yargı tam bağımsız, tam tarafsız oluyor. Yeni anayasa değişikliği ile sizin seçtiğiniz vekiller Mecliste, Hakimler Savcılar Kuruluna 7 üye atıyor. Böylece mevcut sistemde yargı üyeleri arasındaki rekabete dönük seçim de ortadan kaldırılmış oluyor, yargı siyasileştirilmekten kurtarılıyor. Milletin seçtiği, milletin iradesi öncelik kazanıyor." diye konuştu.
 
Hakimler Savcılar Kurulunun 7 üyesinin Meclis tarafından seçilmesine ilişkin düzenlemeye rağmen hala 'Yargıyı kendilerine bağlıyorlar' demenin Meclise ve o Meclisi seçen millete saygısızlık olduğunu ifade eden Binali Yıldırım, "Ayıp kardeşim, ayıp. Okusalar bunlar böyle olur muydu? Bunların işi gücü konuşmak. Okumadan, anlamadan, dinlemeden yorum yapmak. Okuyorlar da tersten okuyorlar, yine de anlamıyorlar." ifadelerini kullandı.
 
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun, "Cumhurbaşkanlığı sistemi gelirse Anayasa'nın ilk 3 maddesi değişecek." dediğini anımsatan Yıldırım, şöyle konuştu:
 
"Bunlarda bir değişiklik var mı? Yok. Nereden çıktı? O yine eski alışkanlarını hatırladı. Sen değil miydin terör örgütünün yandaş İMC televizyonunda 'Anayasa'nın ilk 3 maddesi değişir' diyen, 'İcap ederse değişir' diyen. Sayın Kılıçdaroğlu, cumhurbaşkanlığı sistemi ile Anayasa'nın 3 maddesi değişecek olsa siz dünden 'evet' derdiniz. Onun için hiç kimse heveslenmesin, Türkiye'nin üniter devlet yapısına, milletiyle ülkesiyle bağımsız bütünlüğüne göz diken kim varsa, bu millet onun gözünü oyar. Hiç kimse merak etmesin. Niye 'hayır' dediklerini bilmedikleri için milleti korkutmaya, aldatmaya devam ediyorlar. Şaşmıyoruz, biz bunları tanıyoruz. Bunlar 15 yıldır yalandan, dolandan, iftiradan başka bu millete hiçbir şey söylemediler. Adeta, Karabük'ün Kardemir'i var, demir çelik fabrikası var, mavi alevi var, CHP de memleketin yalan fabrikası olmuş. Tek bildikleri, ürettikleri yalan, tezvirat."
 
HDP, PKK ve FETÖ'nün anayasa değişikliğine "hayır" dediklerini hatırlatan Başbakan Yıldırım, "Kandil'den üst üste beyanatlar. 'Evet çıkarsa biz bittik' diyorlar. Evet çıkacak, siz de biteceksiniz, başka yolu yok, bu aziz millet terör belasından kurtulacak." şeklinde konuştu.
 
"KONUŞTUKLARI ZAMAN MANGALDA KÜL BIRAKMAZLAR"
 
Yıldırım, Avrupalıların da "hayır" kervanına katıldığının belirterek, Almanya, Hollanda, İsviçre'nin, gazetelerini Türkçe basarak "hayır" diye manşet attıklarını, her türlü çirkinliğe başvurduklarını kaydetti.
 
Hollanda'nın bakanları ülkeye kabul etmemesine ve Türklere yönelik şiddete işaret eden Binali Yıldırım, "Avrupa Birliği tarihinin en karanlık, en talihsiz olaylarını hep birlikte görüyoruz. Konuştukları zaman mangalda kül bırakmazlar. Avrupa değerleri, demokrasi, insan hakları, fikir hürriyeti, özgürlükler... Bunlar hikaye, bunlar çifte standartçı, bunlar iki yüzlü, kendilerine gelince özgürlük, Müslümanlara gelince yasak." değerlendirmesini yaptı.
 
Avrupa Adalet Divanı'nın başörtüsüyle ilgili verdiği kararı eleştiren Yıldırım, "Bu, Avrupa için utanç verici bir şeydir. Türkiye eski alışkanları birer birer ortadan kaldırıyor, yasakları birer birer tarihin derinliklerine gönderiyor. Avrupa ne yapıyor? Yasakları tekrar hortlatıyor. Türkiye demokrasinin standartları yükselirken, Avrupa'nınki düşmeye başlıyor." dedi.
 
Hollanda'nın ne kadar Avrupa değeri varsa ayaklar altına aldığını belirten Başbakan Yıldırım, "Bunların Suriye'de öz kardeşlerimiz katledilince sesleri çıkmaz, Türkiye'de 15 Temmuz darbe girişimi olunca sesleri çıkmaz. Başbakan, cumhurbaşkanı devrilecek, alaşağı edilecek diye ellerini ovuşturdular. Çifte standart bunların yaşam tarzı haline geldi. Almanya'ya, Hollanda'ya 'hayır' çalışması yapmaya gidenlere kapılar sonuna kadar açık, 'evet' kampanyasına gidenlere yasak. PKK'ya, FETÖ'ye her şey serbest, HDP'ye serbest ama AK Parti, MHP bu çalışmalara giderse 'yasak kardeşim'. Ne yaparlarsa yapsınlar, engelleyemezler. 16 Nisan'ın ayak sesleri... Avrupa işte Karabük, Rotterdam oradaysa, Karabük burada. Bu meydandan haykırıyor, 'Evet, evet, evet'. Soğukkanlı olacağız, sağduyulu olacağız gençler. Yapılan bu haksızlığı, saygısızlığı onların yanına bırakmayacağız."
 
Yıldırım, 16 Nisan'da milletin kendisini "makarnacı, kömürcü, takunyalı" gibi sıfatlarla tanımlamaya çalışanlara ve dışarıdan gelen bu ırkçı saldırılara en güzel cevabı vereceğini de vurguladı.
 
Yıldırım, Karabük'te yapılan yatırımlara değinerek, okul sayısını artırdıklarını, bilgisayarlarla donattıklarını anlattı. 5 yıldızlı otel konforunda 300 yataklı Karabük Devlet Hastanesini hizmete açtıklarını, ambulans sayısını 3'ten 32'ye çıkardıklarını da belirten Yıldırım, kente 8 bin 800 kapasiteli 7 öğrenci yurdu yaptıklarını, 3 bin yataklı 3 yurdun yapımının da devam ettiğini bildirdi.
 
Karabük'te 2002'de 7 kilometre bölünmüş yol varken, bunun üzerine 102 kilometre ilave ettiklerini anlatan Yıldırım, Karabük'ün güneyine yapılacak çevre yolunun ihalesinin gerçekleştirildiğini söyledi.
 
"YALANLARLA MİLLETİ OYALAMAYA ÇALIŞIYORLAR"
 
Konuşması sırasında hayırsever Şefik Dizdar'ı yanına çağıran Yıldırım, Dizdar'ın Karabük Üniversitesi için sivil havacılıkta eğitim gören havacılar için havalimanı yapacağını belirterek, bunun için kendisine teşekkür etti.
 
Ulaştırma Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı döneminde rayların dışarıdan alındığını, kendisinin Karabük Demir Çelik Fabrikası'nda yapılmasını istediğini dile getiren Yıldırım, kendilerine "Yapılamaz" denildiğini, ancak şimdi Karabük'ün, İran ve diğer memleketlere ray sattığını belirtti.
 
Başbakan Yıldırım, Karabükspor’a da kente katkıları dolayısıyla teşekkür etti.
 
Karabük Demirçelik’in (KARDEMİR) istihdam seferberliğine katılacağını ve çalışanlarının yüzde 10'u kadar yeni işçi alacağını bildiren Yıldırım, ilave olarak trenlere tekerlek imalatı için de 500 milyonluk yatırım yapacaklarını aktardı. Fabrikanın 36 metre yerine 72 metrelik ray yaptığını belirten Yıldırım, Karabük-Irmak-Zonguldak tren yolunu yenileyerek hizmete aldıklarını, Karabük-Safranbolu-Bartın yolunu da bölünmüş yol haline getireceklerini kaydetti.
 
16 Nisan'dan sonra millete daha fazla hizmet üreteceklerini dile getiren Yıldırım, "Türkiye bu anayasa değişikliğiyle birlikte 10 yıl içinde 2 kat daha büyüyecek, 3 trilyon milli gelire ulaşacak, kişi başı milli gelir 25 bin doların üzerine çıkacak. İşte bunu gördükleri için koro halinde, dışarıda içeride engellemek için, milletin aklını çelmek için akla, hayale gelmedik planlar, yalanlarla maalesef milleti oyalamaya çalışıyorlar." değerlendirmesinde bulundu. HABER-FOTO: BAŞBAKANLIK BASIN MERKEZİ