Yıldırım: 'Türkiye'nin yükselişini hiç ama hiçbir güç engelleyemez'

Başbakan Binali Yıldırım, 'Türkiye'nin yükselişini hiç ama hiçbir güç engelleyemez, engelleyemeyecek' dedi.

Yıldırım: 'Türkiye'nin yükselişini hiç ama hiçbir güç engelleyemez'

Başbakan Yıldırım konuya ilişkin olarak şunları paylaştı: "Başbakan Binali Yıldırım, partisinin TBMM Grup Toplantısı'nda konuşma yaptı. Yıldırım yaptığı konuşmada, son grup toplantısından bugüne kadar yoğun ve önemli gelişmeler yaşandığına dikkati çekti.
 
PKK terör örgütünün 3 gün önce Şanlıurfa'nın Viranşehir'de alçakça bir saldırı gerçekleştirdiğini ve 11 yaşındaki Ahmet Oktay Günak ile mahalle bekçisi İbrahim Kete'nin hayatını kaybettiğini hatırlatan Yıldırım, bugün de El- Bab'ta Fırat Kalkanı Harekatı'nda Astsubay Yunus İşcan’ın şehit olduğunu, iki askerin de yaralandığını dile getirerek, şehitlere Allah'tan rahmet, yaralılara acil şifalar diledi.
 
Bu saldırıların, terörün canilikte hiçbir sınır tanımadığını gösteren olaylara bir yenisini eklediğini belirten Yıldırım, "Bu olay şüphesiz hepimizi derinden üzmüştür. Burada saldırıya uğrayan lojman sakinlerine, yargı mensuplarına geçmiş olsun diliyorum. Bu terör saldırısı sadece yargı görevini yapanlara değil, aynı zamanda 250 bin Viranşehirli kardeşlerimize ve kardeşliğimize yapılmıştır." diye konuştu.
 
Geçen hafta Pakistan'da DEAŞ terör örgütü tarafından terör saldırısı gerçekleştirildiğine dikkati çeken Yıldırım, 70'den fazla masum insanın hayatını kaybettiğini, 150 kişinin de yaralandığını ifade ederek, Pakistan halkına taziyelerini iletti.
 
DEAŞ terör örgütünün büyük bir tehdit oluşturduğunun altını çizen Yıldırım, sözlerini şöyle sürdürdü:
 
"DEAŞ terör örgütü bölge için ne kadar tehdit ise Asya için, Avrupa için, Amerika için de aynı şekilde tehdittir. İsmi ne olursa olsun bütün terör örgütlerinin hedefi insandır. Bugün bizim kapımızı çalan tehdit, unutulmasın ki yarın bunların sırtını sıvazlayanların da kapısını zorlayacaktır. Maalesef son dönemde bazı ülkelerden terörü ve şiddeti destekleyen ırkçı ve ayrımcı söylemler yükseliyor. İsrail Meclisinin ezan kısıtlaması, Avrupa'da yükselen İslam karşıtı söylemler çok ama çok tehlikeli bir gelişmedir. Bu söylemlerin hepsi nefret suçlarını beslemekte, evrensel insani değerleri bir bir yok etmektedir. Birlikte yaşama kültürünü yok etmektedir. Terör örgütlerini beslemektedir. Buradan bütün ülkelere bir çağrıda bulunuyorum; Birlikte, barış içerisinde yaşayacağımız bir başka dünya yok. Bindiğimiz dalı kesmeyelim. Bu ırkçılık, ayrımcılık hastalığına kapılmadan, dünyanın ve insanlığın huzuru için elimizi biraz daha taşın altına koyalım."
 
"ÜLKEMİZİN ERİŞTİĞİ MÜSPET NOKTAYI GURURLA GÖRDÜK"
 
Başbakan Yıldırım, AK Parti Merkez Yürütme Kurulunu toplayarak hem gündemdeki gelişmeleri hem de halk oylaması süreci için yol haritasını belirlediklerini söyledi.
 
İstanbul'da gerçekleştirilen Dünya Turizm Forumu'na değinen Yıldırım, "40'dan fazla ülkeden üst düzey katılımın sağlandığı forumda bir kez daha ülkemizin eriştiği müspet noktayı gururla gördük. Dünyanın tüm renklerinin, tüm farklı kültürlerinin aynı çatı altında, İstanbul'da küresel turizmi konuştuğuna şahit oldum. Bu tür küresel ölçekli, saygın toplantıların Türkiye'de yapılması bir rastlantı değildir. Bu Türkiye'nin her alanda olduğu gibi turizmde de göstermiş olduğu gelişmenin, gayretin ve başarının bir meyvesidir." değerlendirmesinde bulundu.
 
AK Parti olarak parolanın "Durmak yok, yola devam" olduğunu vurgulayan Binali Yıldırım, coşkulu kalabalığın sloganları üzerine, "Bana her şey sizi hatırlatıyor" ifadelerini kullandı.
 
Yıldırım, geçen hafta bazı bakanlarla Malta'yı ziyaret ettiğini, önemli görüşmeler yaptıklarını ve anlaşmalar imzaladıklarını anımsattı.
 
Malta ile sağlık ve sosyal politikalar alanlarında iş birliğine gidildiğini, Türkiye-Malta İş Forumu'na ve Münih'teki Güvenlik Konferansı'na katıldıklarını belirten Yıldırım, dost ülkelerle ekonomi, göç, terörle mücadele, Avrupa Birliği, eğitim ve sağlık gibi konularda yapılacak işbirlikleri üzerine müzakerelerde bulunduklarını anlattı.
 
Başbakan Yıldırım, Almanya'da yaşayan Türk vatandaşlarının tertip ettiği "Memleket Sevdalıları 'Evet' Diyor" programına katıldıklarını anımsatarak, "Gurbetteki kardeşlerimizin gözünde hasret dolu memleket sevdasını gördük ve çok duygulandık. Almanya'da binlerce vatandaşımız Türkiye'ye, şehit analarına, gazilerimize, askerimize, polisimize, ay yıldızlı bayrağımıza selam gönderdi. 'Burada seçimler Türkiye'den önce başlayacak biz daha şanslıyız, bizim rengimiz belli, sandıkları önce biz dolduracağız' dediler." diye konuştu.
 
Almanya'da 10 binin üzerindeki Türkiye sevdalısının, demokrasi gönüllüsünün tek yürek olarak "evet, evet, evet" dediğini belirten Yıldırım, "Eskiden bütün ülkeyi kucaklayıcı bir cümle kurarken 'Edirne'den Kars'a kadar' derdik. Şimdi değişti 'Almanya'dan Kars'a kadar' oldu. Almanya söz verdi; 'Sandıklara ilk giden bizler olacağız, ilk evet mührünü biz vuracağız, demokrasiye, Türkiye'nin aydınlık yarınlarına karar vereceğiz' dedi." ifadesini kullandı.
 
Başbakan Yıldırım, Avrupa'nın farklı ülkelerinden katılımın sağlandığı toplantıda sivil toplum kuruluşlarının temsilcileriyle bir araya geldiklerini hatırlatarak, "Bir kez daha gördük ki mesele memleket meselesiyse gerisi teferruat. Ne yol dayanıyor, ne dağ dayanıyor. Hasret kalanlar bir araya geliyor. Evelallah bütün engelleri aşacağız, birbirimizle kenetleneceğiz." dedi.
 
Uğradıkları her durakta milletin 15 Temmuz'da yazdığı "Milli İrade Destanı"nın konuşulduğunu vurgulayan Yıldırım, şöyle devam etti:
 
"Şimdi bu destanı taçlandırmak vakti geliyor. Milli iradeyi tanklar, uçaklar, darbeci teröristler karşısında aslanlar gibi müdafaa ettik, artık sandığa gideceğiz. Milli iradeyi garanti altında, daha etkin kılacağız. Sözde demokrasi değil etkili temsil için evet. 15 Temmuz'da 248 şehidimizin kanına giren hain darbeci teröristler bir daha cesaret bulmasın diye, Kandil'e selam duranlara millete selam durmayı öğretmek için Pensilvanya'nın karşısında hazır ola geçenlere sadece milletin karşısında hazır ola geçeceğini öğretmek için, evet.
 
Siz bakmayın 'hayır türküsü' ile milletin içini karartan felaket tellallarına. Ne diyor bu tellallar, 'Efendim ülke bölünecek.' Bu referanduma 'evet' deyince ülke bölünecek olsa önce Kandil koşa koşa 'evet' der. Onların amacı Türkiye'yi bölmek değil mi zaten? Böyle fırsat gelmiş ayaklarına, teperler mi? 15 Temmuz gecesi Türkiye'yi bölmek isteyen FETÖ terör örgütü 'hayır' kampanyası yapıyor. Pensilvanya'daki fitne yuvasından 'hayır' oyu talimatı çıkıyor. Bunlar memleketin yararına olacak hiçbir şeye 'evet' derler mi? Demezler, o yüzden hayır diyorlar."
 
Başbakan Yıldırım, 2017'ye hızlı girdiklerini, 2016'da yaşanan acı tecrübeleri unutmadan, yaşanan her bir olaydan ders çıkartarak yollarına devam ettiklerini dile getirerek, "Türkiye'nin geleceğini karatmaya yönelik hesap yapanlar kaybetmeye mahkum. Türkiye'nin yükselişini hiç ama hiçbir güç engelleyemez, engelleyemeyecek. Türkiye adımlarını çok sağlam atıyor. Her şeye rağmen istikrarı koruyor. Bundan zerre kadar şüpheniz olmasın." diye konuştu.
 
Yıldırım, 2016'daki uluslararası doğrudan yatırımların yüzde 56'sının 15 Temmuz darbe girişiminden sonra geldiğini belirterek, sadece bu oranın bile Türkiye'yi yöneten AK Parti hükümetlerinin güveninin artarak devam ettiğini göstermeye yettiğini vurguladı.
 
Yıldırım, 2017'de yatırımların da üretimin de reformların da kesintisiz devam edeceğini vurgulayarak, küresel krize rağmen son 7 yılda yakalanan büyüme eğilimini daha da arttıracaklarını söyledi.
 
Küresel kriz döneminde dahi 7 milyon vatandaşa iş ve aş sağlandığına dikkati çeken Yıldırım, "Son dönemde işsizlikte istemediğimiz, ufak tefek olumsuzluklar yaşandı. Ama bunlar geçici. Bunların hepsini aşıyoruz. 2016 yılının sonunda almaya başladığımız kararlar yavaş yavaş etkilerini göstermeye başladı." diye konuştu.
 
Başbakan Yıldırım, döviz kurlarındaki inişin devam ettiğini dile getirerek, "Yukarı çıkarken yaygara yapanlar, aşağı doğru inerken sus pus, ağızlarını bıçak açmıyor." dedi.
 
Son olarak Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile iş adamlarıyla bir toplantı yaptıklarını ve istihdam seferberliğini başlattıklarını ifade eden Yıldırım, şöyle devam etti:
 
"Buna göre, 2017 istihdamda seferberlik yılı olacak, hükümet olarak biz de destek adımlarımızı attık. İşe gireceklere destek olmak için vergi kolaylığı, işletmelerin finansmana erişimi gibi imkanlar getirdik. Stratejik önemi olan sektörlerde süper teşvik uygulamasını başlattık. İşletmelerimize verdiğimiz destekleri artırarak bir pakette topladık. Kurumlar vergisi indiriminden gümrük vergisi muafiyetine, stopaj istisnasından işverene sigorta primi desteğine, yüzde 50 enerji desteğinden asgari ücretin 20 katı nitelikli personel ücreti desteğine kadar birçok uygulamayı hayata geçirdik. Şimdi de KOBİ'lerimiz ve esnafımız başta olmak üzere nakit ihtiyacı olan küçük ve orta ölçekli işletmelere kredi garanti fonu teminat vermek suretiyle kredi kullandırabilecek. Vatandaşlarımız için beyaz eşya ve mobilyada vergi indirimlerine gittik. Mobilyadaki KDV oranını düşürdük. İlk andan itibaren piyasalarda bir canlanma, alışverişte ciddi bir bereket oldu. Evlenecek, ev kuracak ya da evini yenileyecek vatandaşlarımıza bizden de bir destek olsun dedik."
 
Öğretmen adayları için de bir müjdelerinin olduğunu belirten Yıldırım, 20 bin 127 öğretmenin atamasını yapmaya karar verdiklerini, buna ilişkin işlemlerin Mart ayında başlayacağını aktardı.
 
"HEPSİ AYNI DERECEDE TERÖR BATAĞINA BATMIŞ KATİLLER SÜRÜSÜDÜR"
 
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan başkanlığında dün gerçekleştirilen Bakanlar Kurulu toplantısında, Türkiye'nin bölgesiyle ilişkilerini, geniş çerçevede de uluslararası ilişkilerini ele aldıklarını söyledi.
 
Toplantıda Fırat Kalkanı Harekatı'nın da konuşulduğunu hatırlatan Yıldırım, "Daha ötesini, Mümbiç ve Rakka'yı konuştuk. Şu bilinmelidir ki Türkiye'nin etrafını terör örgütlerinin egemenlik alanı olarak parsellemelerine asla izin vermeyeceğiz. Terör örgütünün adı ne olursa olsun, hiç fark etmez, ister dayı olsun ister yeğen olsun, ister kuzen olsun, ister kardeş olsun, bunların topunun bu ülkeye tehdit olmayacak şekilde kökünü kazıyacağız." ifadesini kullandı.
 
Başbakan Yıldırım, "Terör örgütleri arasında ayrım yapanların şunu iyi bilmesi lazım: Bizim için PKK eşit YPG eşit PYD, DEAŞ eşit FETÖ. Hepsi aynı derecede terör batağına batmış katiller sürüsüdür. Türkiye'nin ulusal güvenliği ve çıkarları için bunların hepsiyle amansız mücadelemiz devam edecek." dedi.
 
Yıldırım, El Bab'da ise şehrin tamamının kontrol altına alındığını, şimdi temizlik harekatının yapıldığını, bu yüzden şehirde güvenliğin tam olarak sağlanmasının biraz daha zaman alacağını anlattı.
 
"ŞARTLAR NE OLURSA OLSUN FETÖ GELECEK HESAP VERECEK"
 
Devleti, FETÖ denen illetten temizleme konusunda da aralıksız çalıştıklarını vurgulayan Yıldırım, "FETÖ elebaşına gelince, ABD'li yetkililerle iade konusunda görüşmelerimiz devam ediyor. Yeni yönetimin bu konuda daha anlayışlı ve duyarlı olacağını görüyoruz. Şartlar ne olursa olsun FETÖ gelecek hesap verecek." diye konuştu.
 
Terör örgütü PKK'ya da kış aylarında darbe vurulduğunu aktaran Yıldırım, "Artık bu terör örgütleri içeride ve dışarıda başını kaldıramaz hale geldi. Yeter mi? Yetmez. Bölücü terör örgütleri tamamen yok oluncaya kadar bu mücadele kararlılıkla sürecek." ifadesini kullandı.
 
Yıldırım, Türkiye'nin, 15 yıldır kontrollü bir hızla ve hissedilebilir bir güçle ilerleme sağladığına dikkati çekerek, "Lafların değil, icraatların mimarı olan AK Parti ile çok yönlü kalkınma politikası sağlıklı bir şekilde, tıkır tıkır uygulanıyor. Küresel ekonomik daralmalar, finansal dalgalanmalar, bölgesel ve geniş çaplı siyasi belirsizlikler, bütün bunları dikkatle takip ediyoruz. Ülkemizin asgari düzeyde etkilenmesi veya asgari düzeyde hiç etkilenmemesi için gerekli gayreti gösteriyoruz." diye konuştu.
 
Yıldırım, Türkiye'de 15 Temmuz gecesi memleketin, güzel yurdun bir işgal girişimiyle karşı karşıya kaldığını, 15 Temmuz darbe girişimine rağmen dünyanın en büyük havalimanı inşaatının, ulaşım, teknoloji, sağlık, turizm yatırımlarının, inşaatına başlanan bütün büyük projelerin devam ettiğini bildirdi.
 
Geçtiğimiz günlerde Çanakkale'ye inşa edilecek köprünün görsellerinin kamuoyuyla paylaşıldığının anımsatan Yıldırım, "İnşallah Çanakkale şehitlerimiz anısına 18 Mart günü köprümüzün, dünyanın en uzun köprüsünün temellerini atıyoruz. Bu köprü ile İstanbul'u Çanakkale'ye, İzmir'e, Manisa'ya hatta Akdeniz'e bağlıyoruz. Bu eser 3 gidiş, 3 geliş 6 şeritli otoyollardan oluşuyor. Bu muhteşem yapıda 2023 metrelik ayak açıklığıyla dünyanın en uzun köprüsü oluyor. Türkiye'ye de bu yakışır, Çanakkale destanına, Çanakkale yiğitlerine de bu yakışır." ifadesini kullandı.
 
Hükümet olarak Türkiye'nin karşısına çıkacak yol kazaları konusunda hesabı kitabı iyi yaptıklarına işaret eden Yıldırım, "İşimizi kış tutuyoruz yaz çıkarsa bahtımıza." diye konuştu.
 
Başbakan Yıldırım, yatırımlara zerre kadar ara verilmediğini, dünyaya ilham verecek projelerle ülkenin potansiyelini en doğru şekilde kullandıklarını vurgulayarak, birilerinin çıkıp vatandaşlardan 'hayır' demelerini istediğini söyledi.
 
Hayır demeyi adet edinenlerin Marmaray'a, Yavuz Sultan Selim Köprüsü'ne, 3. havalimanına, Avrasya Tüneli'ne, Çanakkale Köprüsüne, bölünmüş yollara "hayır" dediğini hatırlatan Yıldırım, şöyle devam etti:
 
"Türkiye'nin istikrarlı gelişimini sağlayacak ne varsa hayır dediler. Şimdi de Türkiye'nin demokratik dönüşümünü engellemek için kampanya başlattılar. Buradan açık bir şekilde Kılıçdaroğlu'na sesleniyorum; Kılıçdaroğlu halkoylaması için bir ilham peşinde. Nerede bulmuş bu ilhamı? Şili'de. Adamlar bir film yapmış CHP de ondan medet ummuş. Tamam, anladık uzun yıllar halka güvenmediniz, seçkin takıldınız amma hani değişiyordunuz, hani artık halkı esas alacaktınız? Şili'ye kadar uzanacağınıza Şile'ye gitseydiniz, bu ülkenin köylerine, kasabalarına gitseydiniz. Gidip de bir kahvehanede otursaydınız bizim bilgilerden daha çoğunu size orada öğretirlerdi. Şili'ye boşu boşuna niye gittiniz? Ama kafa takılmış, farklı. Kafa bu ülkeye yabancı. Kafa bu halkın aklına, irfanına, idrakına güvenmiyor. Akıl dendiğinde adamın aklına uzak diyarlar geliyor. Sayın Kılıçdaroğlu senin bu derdin, bu kafayla derman bulamaz. Nereye gidersen git. Artık kimse yıllardır çöreklendiği kamu kaynaklarıyla, meslek odalarıyla siyasete ayar veremeyecek. Artık hiç kimse dünya standartlarını aşan yatırımlara hayır deyip topluma 'geri kalıyoruz' masalı anlatamayacak."
 
"BİRİLERİ TÜRKİYE YELKENLERİNE DOLAN RÜZGARI ENGELLEMEYE ÇALIŞIYOR"
 
Binali Yıldırım, geçtiğimiz hafta Orta Doğu Teknik Üniversitesinde (ODTÜ) 5G Mükemmeliyet Merkezinin açılışını gerçekleştirdiklerini anımsattı.
 
Türkiye'nin sadece bilgisayarı, telefonu, yazılımları kullanan ülke olmaması için gayret gösterdiklerine değinen Yıldırım, üreten, bilgiye sahip olan bir ülke için çaba gösterdiklerini dile getirdi.
 
Türkiye'nin 2003 yılında halinin ortada olduğunu belirten Yıldırım, şu değerlendirmelerde bulundu:
 
"2003 yılında hızlı internet neredeyse yoktu. Sadece 20 bin abone vardı. Bugün hızlı geniş bant internet abone sayısı 60 milyonu aştı, Avrupa ortalamasını yakaladı. Sadece 2 olan teknopark sayımız bugün 64. Ar-Ge merkezi sayımız 371'e çıktı. Bu kadar bereketli işe tabii ki 'evet' diyeceğiz. Kılıçdaroğlu anlamıyor, belki bu lisandan anlar 'tabii ki evet.' Evette bereket var, diye boşuna demiyoruz. Birileri Türkiye yelkenlerine dolan rüzgarı engellemeye çalışıyor. O zaman 'algı operasyonları yapalım, korku dağları oluşturalım' gayreti içerisine girdiler. Bakanlarımız milletvekillerimiz, genel merkezimiz, kadın, gençlik kollarımız, AK Parti'nin A'dan Z'ye bütün teşkilatı sahada var gücüyle çalışacak."
 
"MUASIR MEDENİYETLER SEVİYESİNİ YAKALAMAYA ÇALIŞIYORUZ"
 
Başbakan Yıldırım, gençlere de seslenerek yeni anayasa düzenlemesiyle gençlere temsil yetkisinin geldiğini bildirdi.
 
Yıldırım, "Tek vatan için, tek millet için, tek devlet için, tek bayrak için; evet, evet, evet. Biz Abdülhamit Han'dan aldığımız ilhamla, onun hayali olan projeleri gerçekleştiriyoruz. Marmaray'ı, Avrasya Tüneli'ni yapıyoruz. Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün vizyonuyla muasır medeniyetler seviyesini yakalamaya çalışıyoruz." dedi.
 
"Milletin adamları" olarak nitelendirdiği merhum Özal'ın, Türkeş'in, Yazıcıoğlu'nun, Menderes'in, Erbakan'ın ve Demirel'in "özlem duyduğu, gerçekleştiremediği cumhurbaşkanlığı hükümet sistemini hayata geçirmek istediklerini" vurgulayan Yıldırım, "Rejim meselesi diyerek meydanlarda konuşacaklar kendini boşa yormasın, rejimin adı belli; Cumhuriyet. Milletiyle, üniter yapısıyla, 780 bin kilometrekare vatan toprağıyla bölünmez bir ve beraber Cumhuriyet." ifadesini kullandı.
 
Yıldırım, iki başlı yönetim biçimini değiştirerek, güçlü Meclis yapısıyla Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemini getirdiklerini söyledi.
 
"İki başlı yönetimden neyi anlıyoruz?" diyen Yıldırım, Türkiye'nin 2001 yılındaki ünlü ekonomik krizinin hatırlanmasını istedi.
 
Başbakan Yıldırım, o dönemdeki Cumhurbaşkanı ile Başbakanın münakaşaya, anlaşmazlığa girdiğini, Anayasa kitapçığının fırlatıldığını anımsatarak, "Olan ondan sonra oluyor. Borsa yüzde 14 düşüyor, repo faizi yüzde 760 artıyor, merkezin kasasından bir anda 8 milyar dolar buhar olup gidiyor. Millet bir gecede fakir düşüyor. Akşam cebinde 10 lirası olan uyandığında 5 lira kaldığını görüyor. Akşam 10 bin dolar borcu olan üretici, sabah 20 bin dolar borçla uyanıyor. Millet, 'son kalan paramı da kurtarayım' diye bankalara akın ediyor, bankalar kapı duvar, içi boşalmış tam takır. İşte yaşanmış bu gerçek, ekonomik felaket ve sanal korku yaşayanlara ithaf olunur." diye konuştu.
 
Başbakan Yıldırım, cumhurbaşkanı ve yürütme uyumsuzluğu yüzünden ortaya çıkan bu tabloların artık bu devirde kabul edilemeyeceğinin altını çizerek, "Millete bir daha böyle bir acı fatura asla kimsenin çıkarmaya hakkı yoktur. Mevsim aşırı kurulan hükümetlerle, 115 turda seçilemeyen cumhurbaşkanlarıyla, bu bahane edilerek yapılan darbelerle insanımızın demokratik beklentilerine cevap verilemez." değerlendirmesinde bulundu.
 
Binali Yıldırım, sözlerini şöyle sürdürdü:
 
"Bir de tutturmuşlar, 'Cumhurbaşkanı partili olur mu?'. Olur, bal gibi olur. Kurucu Genel Başkanımız, Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan, buradan kendisine selam gönderiyoruz. Cumhurbaşkanımız, Cumhurbaşkanı olmadan önce neydi? Hem AK Parti'nin Genel Başkanı idi hem de Başbakan idi. Başbakan olarak Türkiye'yi yeni baştan kim imar etti? Erdoğan ve arkadaşları. Doğudan batıya, kuzeyden güneye her vatandaş hizmetle buluşmadı mı? Üniversiteler yapılmadı mı? Oralara bu milletin evlatları gitmedi mi? Hastaneler açılmadı mı? Açıldı. Tüm vatandaşlarımız yararlandı. Bölünmüş yolları tüm insanımız kullandı. Havaalanları inşa edildi. Bütün memleket hava taşımacılığını en iyi şekilde kullanmaya başladı, havayolu halkın yolu oldu. Hızlı tren hayali gerçeğe döndü. Şehir hastaneleri ile sağlıkta devrim yaptık.
 
Allah aşkına bu millete bu hizmetlerden faydalanırken partisi mi soruldu? Bizim siyaset anlayışımızda hizmet ederken seçmen ayırımı yapmak asla yoktur. Bizim için geçerli tek kural, hizmette siyasette olmaz. Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi, meşru yönetim erkleri arasındaki koalisyonu güçlendiriyor. Bunlar, 'Cumhurbaşkanı partili olmaz' diyor. Başbakan partili, CHP'li belediye başkanları seçildikten sonra partisini bırakıyor mu? Onlar da partili."
 
"MİLLİYETÇİ KARDEŞLERİM ‘ÖNCE MEMLEKETİM, MİLLETİM’ DEDİ"
 
Yıldırım, seyirci sıralarından bir kişinin, bozkurt işareti yaparak, "Başbakanım ülkücüleri unutma." diye bağırması üzerine, bozkurt işareti yaparak, "Eyvallah, milliyetçi ve ülkücü kardeşlerim 'önce memleketim ve önce milletim' dediler ve birlikte yola çıktık." dedi.
 
"Aynı gün seçilen Cumhurbaşkanı ve Meclis birlikte işbaşı yapıyor, millete hizmet götürüyor. Vakti gelince iki sandık arasında millet yetki veriyor, bir sandıktan sonra 5 yıl geçiyor, tekrar yetki veriyor. İki sefer, fazla yok. En fazla iki sefer, ne kadar başarılı olursan ol. Şimdi Başbakan olmak için Meclisten seçil, bir sınırı yok. Bunun neresi diktatörlük?" diyen Yıldırım, bu referandumun genel seçim değil, referandum olduğunun unutulmaması gerektiğine dikkati çekti.
 
Başbakan Yıldırım'ın, "16 Nisan'da sandıklara siyasi değil, milli kimliğimizle gideceğiz. 'Evette bereket var' diyerek, mührümüzü vuracağız. Tek adam safsatasına inat; tek vatan, tek bayrak, tek millet, tek devlet için..." sözlerine salondaki partililer, "Evet" karşılığını verdi.
 
"VATANDAŞIN HAYATINI KOLAYLAŞTIRAN TEKLİF"
 
Meclisin bu hafta yoğun mesai yapacağını ifade eden Yıldırım, vatandaşın hayatına dokunan, hayatını kolaylaştıran tekliflerin görüşüleceğini ve kanunlaşacağını bildirdi.
 
Binali Yıldırım, torba kanun teklifinin getirdiği yeni düzenlemeleri anlattı.
 
Teklifle, vergisini vaktinde ödeyenlere yüzde 5 indirim imkanı getirildiğini kaydeden Yıldırım, "İşyeri ve evlerin ilk satış bedelleri için, yabancılar ile kurumlar ve şahıslar dışarıdan kaynak getirerek aldıkları zaman KDV ödemeyecekler. Ama bu işi ticarete bozarlarsa, al sat yaparlarsa alınmayan KDV alınacak. Yurtdışında ister Türk vatandaşı olsun, ister yabancı uyruklu olsun herkes bundan istifade edecek." sözlerini sarfetti.
 
Elektrik borçları ile tarım kredi alacaklarının yeniden yapılandırıldığını belirten Yıldırım, işçinin ve köylünün hayatının kolaylaştırıldığını söyledi. Binali Yıldırım, daha önce müjdesini verdiği teklifte yer alan, Esnaf Ahilik Sandığı'nın da bu hafta kanunlaştırılacağını vurgulayarak, böylece küçük esnaf işsiz kaldığında, dükkanı kapandığında bu fondan yararlanacağını, yeni iş kuruncaya kadar sıkıntı çekmeyeceğini bildirdi.
 
Başbakan Yıldırım, referandum çalışmalarını 25 Şubat'ta Ankara Arenada tanıtım programıyla başlatacaklarını belirtti.
 
Türkiye'yi tüm bakanlarla, milletvekilleriyle, üst kademe teşkilatlarıyla karış karış dolaşacaklarını kaydeden Yıldırım, slogan atan partililere, "Tabii ki evet" yanıtını verdi.
 
Yıldırım'ın, "25 Şubat'tan önce sizler hazır mısınız?" sorusu üzerine, seyirciler, "evet" diye bağırdı.
 
Başbakan Yıldırım'ın, "Ben sözlerimin sonuna geldim, şimdi söz sırası sizde. Hazır mıyız? Kalıcı istikrar, güçlü Türkiye için, terörden temizlenmiş huzurlu Türkiye için, üstünlerin değil milletin iradesi için, yeni köprüler, yeni hastaneler, üniversiteler, tüneller, bölünmüş yollar için, daima hizmet daima millet için, gençlerin siyasette daha çok söz sahibi olması için, büyük Türkiye hedefi için, muasır medeniyetler seviyesine ulaşmak için, kutuplaşma için değil kucaklaşma için, ayrıştırma değil birlikte çalışma için." sözlerinin her birine partililer, "evet" yanıtını verdi. HABER-FOTO: BAŞBAKANLIK BASIN MERKEZİ