- Haberler
- Güncel
- Yıldırım: 'Yıl sonuna kadar bütün devlet daireleri verdikleri hizmeti e-devlet kapısına taşıyacak'
Yıldırım: 'Yıl sonuna kadar bütün devlet daireleri verdikleri hizmeti e-devlet kapısına taşıyacak'
Başbakan Binali Yıldırım, Türk Telekom Ankara Genel Müdürlük Binası Açılış Töreni ve iftar programına katıldı.
Yıldırım, iftar sonrası yaptığı konuşmada, bir marka olan Türk Telekom'un 1,5 asırdan fazla geçmişi bulunduğunu belirterek, dünyanın değiştiğini, kurumların ne kadar eski tarihe sahip olursa olsun değişimi okuyamaması durumunda yok olup gideceğini söyledi.
1969'da dünyada biri aya gidilmesi, diğeri de internetin keşfi olmak üzere iki önemli olay yaşandığını anımsatan Yıldırım, kamuoyunun o dönem interneti değil aya gidişi konuştuğunu ancak aradan geçen 50 yıllık sürede internetin herkesin cebinde bulunduğunu, işinin ve gücünün en büyük aracı olduğunu dile getirdi.
Türk Telekom gibi marka bir şirketin değişimi gördüğünü, vatandaşların ve ülkenin ihtiyaçlarına, dünyadaki gelişmelere göre kendini yenilediğini belirten Yıldırım, Türk Telekom'un yeni binasının da bunun bir ifadesi olduğunu kaydetti.
Yıldırım, bu yeni binanın Ankara'nın sembol binası haline geldiğini, akıllı ve çevre dostu binada iletişim sektörüyle ilgili her türlü projenin daha kısa sürede ve kaliteli bir şekilde yapılacağına inandığını vurguladı.
Ülkelerin gelişmişliğinin, sahip oldukları araziye, nüfusa ya da zenginliğe göre ölçülmediğini aktaran Yıldırım, iletişim, bilgi teknolojileri, katma değerli ürün ve hizmetlere bakıldığını dile getirdi.
"Türkiye, 2002'de altyapı gelişmişliği bakımından dünyada 39'uncu sıradaydı. 2017 sonunda yatırımlar sonucu 9'uncu sıraya yükseldi." diyen Yıldırım, bunun mutlak bir başarı ve gelişme olduğunu söyledi.
Yıldırım, haberleşme alanın yaygınlık kazanmasının hayatın her alanında yeni gelişmelere imkan sağladığını, bu sayede mesafelerin, saat farklarının ortadan kalktığını, dünyanın en batısı ile en doğusunun birbiriyle 7 gün, 24 saat haberleşebildiğini, iş yapabildiğini vurguladı.
BÜROKRASİDE DEVRİM
Kültürel ve ekonomik bağların daha da güçlendirilebildiğini, bu durumun karşılıklı ticaretin, turizmin, yatırımın, ortak projelerin hayata geçmesine de çok büyük imkan sağladığını ifade eden Yıldırım, bilişim ve iletişimdeki gelişmenin yaşam tarzını da değiştirdiğinin aktardı. Yıldırım, "Bugün artık elinde cep telefonu olmayan birisi için günlük hayatı sürdürmek bile ne kadar zor hale geldi. Her an işimizle, ülkeyle, değişik ilgi alanlarıyla ilgili bilgi kaynağımız elimizin altında." dedi.
Yıldırım, iletişim sayesinde bürokraside de büyük devrim yaşandığını, artık vatandaşın seyahat, ticaret ve devlet daireleriyle ilgili işlerini büyük oranda internet üzerinden, bilişim altyapısını kullanarak yapar hale geldiğini belirtti.
"TRT'Yİ BASARSAK DARBEYİ YAPTIK ZANNETTİLER AMA YANILDILAR"
Haberleşmenin ve iletişimin en büyük öneminin, vazgeçilmez olduğunun, en son 15 Temmuz'daki FETÖ'nün darbe girişiminde görüldüğüne işaret eden Yıldırım, şöyle konuştu: "Darbeciler 60'lı, 80'li yıllardaki gibi TRT'yi basarsak, darbeyi yaptık zannettiler ama yanıldılar. Onlar TRT'yi belki bir saatliğine işgal ettiler ama Türkiye'nin haber kaynakları, medya kaynakları o kadar gelişmişti ki sosyal medya üzerinden Sayın Cumhurbaşkanımız, biz, vatandaşlarımızı darbeye karşı meydanlara çağırdık, meydanlar dolup taştı ve bu alçak darbeciler de hak ettikleri cezayı gördüler. Millet o gün, o gece darbecilere darbeyi vurdu. Nasıl vurdu? İşte bu iletişim sayesinde, internet sayesinde, sosyal medya sayesinde, haberleşme altyapısının çeşitlenmesi sayesinde bunu başardık."
Haberleşmenin gelişmişliğin önemli bir göstergesi olduğuna işaret eden Yıldırım, 15 yıl boyunca sadece yollara, havaalanlarına, deniz limanlarına, hızlı trene yatırım yapmadıklarını Türkiye'nin akıl yollarına, bilişim yollarına da çok büyük yatırım yaptıklarını söyledi.
Yıldırım, iletişim sektörünün 2003 yılına göre çok iyi bir seviyeye geldiğini belirterek, "2003'te 21 milyar iletişim sektörünün yıllık cirosu varken bugün 100 milyara ulaşmış durumda. 2003'te 16-74 arasındaki nüfusumuzun sadece yüzde 19'u internetle tanışmıştı, internet kullanabiliyordu, şimdi her 100 kişiden 67'si interneti kullanıyor, işini gücünü yapıyor. Yani bilgi toplumu olma hedeflerimizi gerçekleştirdik." ifadelerini kullandı.
"Yollarda hız felaket, internette hız berekettir" diyen Yıldırım, "İnternette istediğiniz kadar hızlı gidin. Hiçbir şey olmaz. Daha çok iş yaparsınız ama daha çok faturada ödersiniz. Telekom fiyatları düşürmüş. Ulaştırma Bakanımız öyle söylüyor. Ben onun yalancısıyım. Faturalar da makul düzeyde olacak." ifadelerini kullandı.
2003'te 28 milyon cep telefonu abonesi olduğunu anımsatan Yıldırım, bugün bu sayının da 78 milyona çıktığını neredeyse nüfusun tamamının cep telefonu sahibi olduğunu söyledi. Yıldırım, 2003'te vatandaşların yüzde 42'sinin mobil telefon abonesiyken, 2018'de ise yüzde 96'sının abone olduğunu bildirdi.
1 Nisan 2016'da 4,5 G'nin kullanıma açıldığını hatırlatan Yıldırım, 2017 sonuna gelindiğinde ise yaklaşık 69 milyon vatandaşın 4,5 G kullanır hale geldiğini söyledi.
Başbakan Yıldırım, hali hazırda 38 milyon e-devlet kullanıcısı olduğunu dile getirerek, "Bu yıl sonuna kadar bütün devlet daireleri verdikleri hizmeti e-devlet kapısına taşıyacaklar. Böylece vatandaş devletin kapısına gitmeden bürokrasi çarklarında yorulmadan hizmetini internet üzerinden e-devlet kapısından alabilecek. Şu anda 450 kurum 3 bin 229 hizmeti zaten e-devlet kapısından verir hale geldi. Elektronik ortama taşınacak nitelikteki bütün kamu hizmetlerini e-devlet kapısından sunabileceğiz.
"ARTIK YAPAY ZEKAYI KONUŞACAĞIZ"
2003'te fiber ağın uzunluğunun 88 bin kilometre olduğunu bugün ise 324 bin 700 kilometreye ulaştığına dikkati çeken Yıldırım, "2003'te fiber kullanan abone yokken bugün 2-5 milyona yakın fiber internet abonesi mevcut." dedi.
Bilgi iletişim sektörünün baş döndürücü bir hızla geliştiğini belirten Yıldırım, buna sektör demenin de yanlış olduğunu bir hayat tarzına dönüştüğünü ifade etti.
Yıldırım, 16 yıldır Türkiye'de istikrar ve güven ortamının olduğuna dikkati çekerek, bu istikrar ve güvenin getirdiği imkan sayesinde Türkiye'nin 3,5 kat büyüdüğünü söyledi.
Türkiye'nin büyümesinin küçümsenecek bir büyüme olmadığını vurgulayan Yıldırım, "Asıl olan bunu 15 yıla sığdırmış olmaktır. Türkiye 1924'ten beri çalışıyor. Büyümek için elinden geleni yapıyor." dedi.
Haberleşme sektörünün ileriye taşınması için gece gündüz çalışılması gerektiğinin altını çizen Yıldırım, şunları kaydetti: "Artık bundan sonra yapay zekayı konuşacağız. Sanal gerçekliği konuşacağız. Sürücüsüz arabaları konuşacağız. Robotlarla üretimi konuşacağız. Bütün bunlar devreye girince bazı meslekler, bazı iş kolları açığa çıkacak, boşa çıkacak. Bununda dönüşümünü onların yerine geçecek tedbirleri bugünlerde daha çok ele almamız lazım. Türkiye'nin genç bir nüfusu var özellikle Doğu ve Güneydoğu'da olmak üzere yaş ortalamamız oldukça genç ve dinamik bir nüfusumuz var. Bu bizim için çok büyük bir servet. Petrol, doğalgaz tükenir ama bu genç nüfus bizim için, geleceğimiz ve kalkınmamız için en büyük kaynağımız."
Terörün yıllarca gençlerin hayallerini çaldığını, gençlerin küçük yaşta dağa götürüldüğünü ve gençliklerinin baharında hayatlarını yok ettiklerini dile getiren Yıldırım, iki yıldır aldıkları tedbirlerle dağa çıkışların bitme noktasına geldiğini söyledi.
Gençlerin geleceğe yönelik daha güzel hayalleri ve hedeflerinin olduğunu belirten Yıldırım, gençlerin hem ülkeye katkısını azami oranda arttırmak hem de onlara gelecek hazırlayacak en büyük alanın, bilgi ve iletişim teknolojileri alanı olduğunu dile getirdi.
Türk Telekom ve diğer operatörler gibi marka şirketlere düşen görevin gençlerin bu alanda yetişmesi için daha büyük kaynak ve mesai ayırmaları olduğunu anlatan Yıldırım, "Eğitim sistemimizin 4+4+4'e geçirilmesinin amacı, birinci 4 yıldan sonra yönlendirme yapmaktır. Geçmişte 28 Şubat döneminde ne yazık ki imam hatiplerin önünü kesmek için meslek dallarına gidişin de önünü kapattılar. Bakıyorum 28 Şubat kafası hala akıllanmamış." diye konuştu.
Binali Yıldırım, bazı adayların 1+8+4 sistemini getireceklerini söylediklerine dikkati çekerek, şunları kaydetti: "1+8+4 getirdiğiniz zaman meslek yönlendirmesi geçmiş olsun. Çocuklar 15 yaşına geldikten sonra ne öğrenecek? Hiçbir şey öğrenemez. Onun için bu konularda vatandaşlarımızı uyanık olmaya davet ediyorum. Yapılan şeyi bozmak kolaydır. Bir Süleymaniye'yi yapmak yıllar alır. Büyük emek, büyük akıl teri ve alın teri gerekir. Tekrar bir Süleymaniye'yi yapmak, bir Sultan Süleyman, bir de Sinan'a ihtiyaç gösterir. Onun için yapıcı olmaya devam edeceğiz. Ülkemizin kazanımlarını gözümüz gibi korumaya devam edeceğiz. Hiçbir zaman yıkıcı söylemlere itibar etmeyeceğiz."
"SEÇİM OLURDU AMA HÜKÜMETİ KİM KURACAK, BAŞBAKAN KİM OLACAK, CUMHURBAŞKANI KİM OLACAK? BUNLARI VATANDAŞ BİLMEZDİ"
Başbakan Yıldırım, 24 Haziran'da sandığa gidileceğini, Türkiye'nin gelecek 5 yılının yöneticilerini, Meclis'ini ve yönetim kadrolarının seçileceğini dile getirdi.
Bu seçimin yeni bir özelliğinin olduğuna işaret eden Yıldırım, "Bu seçimde ilk defa güvenoyunu kullanacak, hükümetin güvenoyunu millet kendisi veriyor. Sandıkta güvenoyu veriyor. Ülkeye gelecek 5 yıl kim yönetecek, ona karar veriyor." ifadelerini kullandı.
Önceki dönemlerdeki parlamenter sistemde böyle olmadığını belirten Yıldırım, şöyle devam etti: "Seçim olurdu ama hükümeti kim kuracak, başbakan kim olacak, cumhurbaşkanı kim olacak? Bunları vatandaş bilmezdi. Ankara'ya gelince 'Bu da nereden çıktı? Biz bunu seçmemiştik.' dediğiniz bazı simalar, işbaşına gelebiliyordu. Bunun adına vesayet deniyor, gizli ortaklık deniyor. Vatandaş şimdi gizli ortakları, hepsini def ediyor, sandıkta 'Ben, şunu seçtim.' diyor. Kararı o gün veriyor. Meclis'te de bizlerin hakkını, hukukunu takip edecek, 'Şu vekilleri seçtim.' diyor ve işi bitiriyor. Yani aracısız, tefecisiz, vesayetsiz demokrasi. Yetkinin tamamen milletin eline geçtiği bir sistem.
Esasında bu sistemin biz adını 16 Nisan'da koyduk. Biz derken vatandaşlarımız koydu. Biz, anayasa değişikliğini yaptık, parlamenter sistemden Cumhurbaşkanlığı Sistemi'ne geçiş yönünde değişilikler yaptık ve bunu milletin onayına sunduk. 16 Nisan'da da milletimiz 'Evet' oylarıyla bu deşilikliği kabul etti. 24 Haziran, bu değişikliğin uygulanmasından başka bir şey değildir. Yapılan bu değişikliğe göre atamalar yapacak. Sandıkta kime görev vereceğine karar verecek."
Yıldırım, muhalefet partilerinin 16 Nisan'ı tartışmaya açtığını ifade ederek, "Bu, nedir? Açıkça milletin iradesini kabul etmemek demektir. Millet iradesini içine sindirememek demektir. Şimdi siz onu bırakın, millet kararını vermiş. Verdiği bu karar çerçevesinde bu ülke için ne yapacaksınız, ne gibi yeni projeleriniz var, gelecek hedefleriniz ne, bunları konuşun?" değerlendirmesinde bulundu.
Muhalefetin "Kanal İstanbul'u yaptırmam. Yerli arabaya karşıyım. Nükleere karşıyım. TRT'yi kapatacağım." dediğini hatırlatan Yıldırım, "Kardeşim ağzınızdan bir hayır laf çıksın. Dilin zekatı hayır konuşmaktır. Yıkarak, dökerek, inkar ederek, reddederek bu ülkeye nasıl hizmet edeceksiniz?" diye sordu.
Milletin 16 yıllık kazanımlarının bir parçasını bile yedirmeyeceğini söyleyen Yıldırım, 16 yılda Türkiye'nin geldiği noktadan 2023'te Cumhuriyet'in 100. yılında nasıl bir Türkiye görmek istiyorlarsa onu anlatmaları gerektiğini kaydetti.
Başbakan Binali Yıldırım, şöyle konuştu:"Yatıyorlar, kalkıyorlar, Recep Tayyip Erdoğan'ı indirelim de ne olursa olsun. İndiremezsiniz kardeşim, o, milletin adamı, milletin sevdalısı. Onun indirmeye sizin gücünüz yetmez. Millet karar verirse başımız, gözümüz üstünde yeri var. Bu seçim, güvenin ve istikrarın oylanacağı seçimdir. Ya güven ve istikrara devam diyeceğiz ya da kargaşaya, kaosa, vesayete, geriye dönüşe razı olacağız. Bu millet buna razı olmaz."
Yıldırım, bugün Muş ve Bitlis'te vatandaşlarla buluştuğunu, vatandaşların üzerinden terör korkusu ve baskısının kalktığını dile getirdi.
O vatandaşların elinde ay yıldızlı bayrağın olduğunu ve özgüven içinde yürüdüklerini anlatan Yıldırım, vatandaşların geleceğe umutla baktıklarını belirtti.
"KÜRTLER, TÜRKLER ETLE TIRNAK GİBİLER"
Yıldırım, vatandaşların daha güzel bir ülkede yaşamanın hayalini kurduğunu vurgulayarak, "Biz farklılıklarımızla zenginiz. Kürt, Türk, Türkmen, Arap, Çerkez, ne olursak olalım, bu topraklarda bin yıldır biriz, beraberiz, kardeşiz. Bizim bu kardeşliğimizi bozmaya hiç kimsenin gücü yetmez." görüşünü paylaştı.
Yıldırım, şunları söyledi: "Emperyal güçlerin büyük planları var. Amaç, bölgenin sigortası, teminatı olan Türkiye'yi zayıflatmak ve bölgedeki kaosu, kargaşayı, Filistin'de, Suriye'de, Irak'ta, Yemen'de daha da körükleyerek, bölgenin kaynaklarının üzerine çökmek. Hedef bellidir. Bunun için Kürt kardeşlerimizi de maalesef istismar etmekten geri durmuyorlar. Neymiş efendim, Kürtlere devlet kuracaklarmış. Sizin ne haddinize Kürtlere devlet kurmak. Kürtler, Türkler Anadolu topraklarında bin yıldır beraber yaşıyor. Etle tırnak gibiler. Bizim devletimiz de var, ay yıldızlı bayrağımız da var, vatanımız da var. Siz işinize bakın.
Birinci Cihan Harbi'nden sonra Cezayir'de ne yaptılar? 'Siz Berberi'siniz, siz Arap'sınız, siz birbirinize benzemezsiniz.' deyip onları birbirlerine düşürdüler. Sonra da ülkenin üzerine çöktüler, sömürülerini sürdürdüler. Oyuna gelmeyeceğiz kardeşlerim. Birbirimize kenetleneceğiz. Gün, birlik günüdür. Beraberlik günüdür, kardeşlik günüdür. Birlikte Türkiye olmak günüdür. Şehitlerimizin emanetine sahip çıkma günüdür. Gazilerimize sahip çıkma günüdür." HABER-FOTO: BAŞBAKANLIK BASIN MERKEZİ