Sınırlarımızda ‘Barış Pınarı Harekatı’nın başlaması ile birlikte baş döndürücü gelişmeler yaşanıyor.
Tüm dünyanın gözü kulağı Türkiye’nin Suriye sınırında başlattığı terör operasyonuna çevrilmiş durumda.
Tarih boyunca bilinen ve Barış Pınarı ile birlikte bir kez daha görmüş olduk ki, Türkiye’nin sırtını sıvazlayan çok ama dostu yok.
Mütefik bildiklerimiz ve kardeş dediklerimiz bile bizi değil terör örgütünü destekliyor.
Hepsinin bölgede ki hesabı farklı.
Bizim tek kaygımız vatan sınırlarımızda ki terör devletine izin vermeyeceğiz.
Son damla kana kadar, mücadele edeceğiz.
Sivas’a, Maraş’a Kayseri’ye gelmesinler diye. Bizim çocuklarımız son Türk yurdunu yaşatsınlar diye 7’den 70’e hep birlikte olacağız.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Barış Pınarı Harekâtı için aynen şu ifadeyi kullandı: “Ya kasap bıçağına boynumuzu uzatacaktık ya da mücadele edecektik.” Yaşananların en güzel özeti budur. Bunu anlatmaya çalışıyoruz zaten. Yine de anlamayanlar ve anlamak istemeyenler var. Bunlar, dışarda olduğu kadar içerde de bir hayli fazla, memleketin en büyük siyasi partilerinden birisinin genel başkanı Hâlâ “Ne işimiz var bizim orada” sorusunu sorabiliyor.
drak güçlüğü var sanırım, acilen uzman bir sağlık kuruluşunda tedavi olması gerekir.
Ülkede kimse, girmedi tabii ki kendisiyle tartışmaya.
Memleketin içinde bulunduğu bir dönemde sıkıntı üretmeye çalışan figürlere cevap harekât sonrası verilecektir.
Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar, görüştüğü bütün mevkidaşlarına şu soruyu soruyor: -Sizin ülkenize sınırınızdan 700 roket ve füze atılırsa, 20 vatandaşınız hayatını kaybeder ve yüzlercesi yaralanırsa ne yapardınız?
Cevap vermeyenlere ise “Bir sonraki karşılaşmamızda da aynı soruyu soracağım” diyor.
Şimdi ben de içimizdekii yılanlara aynı soruyu sormak istiyorum...
Barış Pınarı Harekâtı başlar başlamaz, emperyalist güçlerin bölgeyi yeniden dizayn etmeye çalıştıklarını, Türkiye’nin ise Milli Mücadele’den bu yana en güçlü başkaldırıyı sergilediğini tüm dünyanın anlaması gerekiyor.
Emperyalist güçler bir araya geldi. Hep birlikte el ele verdiler, Türkiye’yi durdurmaya çalışıyorlar.
Üstelik, ahlaksızlığın ve kepazeliğin bini bir para.
İşte Başkan Erdoğan böyle bir ortamda TBMM AK Parti Grubu’nda kürsüye çıktı.
Bütün milletin yüreğine su serpen bir konuşma yaptı.
Bu günün ve geçmişin gereklerini net ve anlaşılır bir dille ortaya serdi.
“Müttefik” adını verdiklerimizin “arkamızdan çevirdikleri işlerden” bahsetti. Bölgemize yönelik plan ve projelere dikkati çekti. DEAŞ dahil, kimin hangi terör örgütü ile birlikte nasıl iş tuttuğunu anlattı. Demokrasi ve insan hakları nutukları atanların içine düştükleri değer yoksunluğunun altını çizdi.
Kısaca .... “Sizin ne dediğiniz önemli değil. Biz işimize bakıyoruz” dedi.
