Ölmüş birinin ardından ne söyleyeceğiz.
Elbette herkesin hesaba çekileceği yer orasıdır... Kenan Evren’in işi bundan böyle Mahkeme-i Kübra’da...
1980 öncesi bir neslin hayat akışını değiştiren 12 Eylül Askeri Darbesi’nin lideri olduğu için elbette birkaç söz söyleme hakkı olanlar vardır.
Bir neslin üzerinden silindir gibi geçeceksiniz.
Binlerce ailenin dağılmasına, binlerce gencin tüm hayallerinin üzerinden dozerlerle yıkacaksınız. İnsanların kendileri ve aileleri için hayalini kurdukları, istikballerini parçalayacaksınız kimsede size tek kelam etmeyecek öyle mi...
Yok öyle üç kuruşa beş köfte.
12 Eylül’ün acımasız şartları yüzünden idam edilen, hayatının en verimli dönemlerini insanlık dışı uygulamalara maruz bırakılarak cezaevlerinde geçiren, işkencelere uğramaktansa soluğu gurbet cehenneminde alanlar. Ne acılar ne acılar. Çekilen acıları anlatmaya kelimeler yetmez.
Bu memleketin evlatlarına kendi vatanlarında cehendemi yaşatanlar ile bu dünyada olmasa bile mutlaka Mahkeme-i Kübra’da hesap görülecektir.
12 Eylül paşalarının ‘Bir sağdan bir soldan’ diyerek alçak mantıklarının ürünü suçsuz olduğunu bile bile idam sehpasına götürülen gençler oldu.
İnsan hayatında bir daha asla yaşamayı istemediği anlar, dakikalar, saatler, günler, aylar, yıllar vardır.
Unutmak, bir daha hatırlamamak için yüreğinin taa içlerine gömmeye çalıştığı acılar vardır.
Ancak siz unutmaya çalıştıkça o anları, anıları hatırlatan bir söz, bir kişi, bir yer her an karşınıza çıkabilir.
Kabuk bağlamaya yüz tutmuş yaranız kanamaya, yüreğinizde küllenmeye yüz tutmuş kor ateşi yeniden alevlenmeye başlar. Geçmişin acısı tekrar tekrar yaşanır. Bu ne büyük ezadır.
İşte bu günde o günlerden birisi.
12 Eylül Askeri Darbesi’nin yıl dönümü Allah bizlere bir daha o günleri yaşatmasın.
